Yılkı Atları

Ülkemiz fotoğrafçılar açısından bir cennet niteliğindedir. Amatör fotoğrafçı olarak ben de fırsat buldukça bu cennetin nimetlerinden istifade etmek, güzellikleri yerinde görmek ve belleğime kaydetmek adına yola revan olurum. 25 Ağustos 2019 Cumartesi gecesi yine cennet ülkemin güzelliklerini keşfetmek için Kapadokya yöresine ve oradan da Kayseri’nin Hürmetçi Köyü’ne, Anadolu da özgürce dörtnala koşan yılkı atlarını fotoğraflamak üzere arkadaşlarımla yola koyulduk.

 

Kapadokya’da ikindi vaktine kadar balon çekimleri ve çömlek atölyelerinde çekimler yaptıktan sonra uzun zamandır fotoğraflamayı heyecanla beklediğim Kayseri’nin Hürmetçi Köyü’ne vardık. Bizi, önceden arayıp planlama yaptığımız Ali Kemer Bey, namıdiğer Ali Dayı, kovboy kıyafetleri ile karşıladı. Ali Dayı, ailesi ile birlikte 30 yıldır Yılkı atlarını ehlileştirerek kış aylarında her türlü bakımlarını yapmaktalar.

 

Atların yanına vardığımızda bizi bekleyen başka fotoğraf ekiplerinin de olduğunu gördük. Yerlerimizi aldıktan sonra Ali Dayı ve ekibi atları toparlayıp köpeklerinde yardımıyla sulak bir alan içinde yarım saat kadar atları dörtnala koşturup fotoğraf çekmemize imkân sağladı. Bu sulu gösterinin ardından daha açık bir meydana geçtik. Toz toprak olacağını bildiğimiz için ağzımızı ve burnumuzu kapatacak bir şeyler almıştık yanımıza. Onlarca at toplu halde yine dörtnala önümüzden, sağımızdan ve solumuzdan koşmaya başladılar. Bazen atlar üzerimize doğru koşsa da hiç kimsenin umurunda olmuyordu. Çünkü herkes sadece ‘O’ anı yakalamanın telaşı içindeydi. Müthiş kareler çıkacağından herkes o kadar emindi ki… Gerçekten de ‘anlatılmaz yaşanır’ denilecek türden bir deneyimdi benim için… Ama tadı damağımda kaldı diyebilirim. Çünkü sonradan çektiğim fotoğraflara da bakınca ‘keşke birde şu açıdan çekseydim’ dediğim oldu.

 

Çok ilginçtir ki artık Yılkı atları farklı amaçlarla da kullanılmaya başlanmış; gelin-damat çekimleri gibi. Fotoğraf çekimimiz esnasında düğün fotoğrafı çeken bir ekiple beraber gelen bir çiftin atların o tozu dumana katan koşuşturmalarının arasında çekimleri yapıldı. Tabi tercih meselesi artık stüdyo dışı çekimler moda ama böylesini de hiç beklemiyorduk. Neyse…

 

Yılkı atlarını seyrederken kendimi sanki bir western film platosundaymışım gibi hissettim. Masalsı bir manzara ve arkada efsanevi Erciyes Dağı... Güneşin batmak üzere olduğu o turuncu saatlerde tozu dumana katarak dörtnala koşan atlar, onları organize bir şekilde profesyonelce yönlendiren köpekler ve tabi kovboy şapkasıyla atının üstünde şaha kalkan Ali Dayı… Bir fotoğrafçının arayıp da bulamayacağı inanılmaz bir manzara… Atlar dörtnala koşarken yer altınızda titriyor. Ne heybet… Güneşin o kızıllığında koşarken atların tüylerine yansıyan ışıltılar olağanüstü… Türk kültüründe at, özgürlüğün sembolü olsa da bana göre asaletin ve gücün timsali olabilecek türden hayvanlar…  

 

Umuyorum çektiğim fotoğraflardan keyif alırsınız. Fotoğraf çekmekten zevk alan almayan herkesin gidip bu görsel şöleni seyretmesini tavsiye ederim. Bu arada Ali Dayı ve ekibine böylesi hayırlı bir görevi üstlendikleri, Yılkı atlarının neslini devam ettirmelerine vesile oldukları için kendi adıma, ülkem insanları ve tabi fotoğraf severler adına teşekkür etmek istiyorum.

İyi ki varsınız…

      

 

 

Yazı Ve Fotoğraf
Sami Çavuşoğlu