
Her
yıl binlerce turist Alara Çayı’na rafting yapmak için gelir. Ancak kaynağı olan
Uçansu Şelalesi Alara Çayı kadar popüler değildir. Hatta çok az kişinin
keşfedebildiği bu doğa harikası sakinliği ve bakirliği ile bizi büyülemişti.
50
metre yükseklikten akan su adeta uçarcasına iner ve sis olup yüzünüze dokunur.
Birkaç koldan yere inen su aktığı yerde doğal bir havuz oluşturuyor. Suyu her
mevsim aynı sıcaklıkta, yani buz gibi… Suyun kaynağında da bir doğal havuz
oluşumu mevcut ancak tecrübeli tırmanıcılar oranın keyfini sürebiliyor. Yukarıdaki
havuz oluşumunun 8 metre derinliğinde olduğu biliniyor.
Uçansu
Şelalesi 1992 yılında 1. derece doğal sit alanı ilan edilmiş. Bünyesinde kırmızı
benekli alabalık ve birçok canlı barındıran akarsuyu, Akdağ ve Geyik Dağları’ndaki
karların erimesi ile mart, haziran aylarında en görkemli görüntüsüne ulaşıyor. Yaklaşık
100 km’lik bir yol kat ettikten sonra Antalya’nın Manavgat ilçesinden Akdeniz’in
tuzlu sularına karışıyor.
Şelalenin
çevresinde herhangi bir işletme, restoran vb. yok. Bu durum birçok gezgin için
olumsuz olarak değerlendirilse de bizim gibi doğada yalnızlığı sevenler için en
idealidir. Yalnızca doğa ve siz…
Yaz
aylarında dahi bölgenin sıcaklığı 15 dereceyi geçmezmiş. Bu bakımdan kamp
yapmayı düşünenler üşümemek için hazırlıklı gitmeli.
Gelelim
bu güzelliğe ulaşmak için kat ettiğimiz çetin yola; Antalya merkeze yaklaşık
180 km olan şelaleye ulaşmak için önce Antalya Konya yolu üzerindeki Gündoğmuş
ilçesine varıyoruz. İlçede alışveriş için market mevcut. Pazartesi günleri halk
pazarı kuruluyor, denk gelirseniz oraya da mutlaka uğramanız tavsiyemizdir. En
taze ve kaliteli ürünleri uygun fiyatlara satın almak bizi bayağı mutlu etti. Alışverişi
bitirince Gündoğmuş merkezinden sonra tabelaları takip ettik. Tabelada şelale
25 km yazıyor ancak tabelaların yanlış olduğunu daha önce gidenlerinde tecrübe
ettiği gibi bizde gördük ki aslında mesafe 40 km. Yolu virajlı, yer yer asfalt
bile yok, toprak yol bazen tek şeritte düşebiliyor. Ancak yol taşlı değil. Virajlı
ve yokuşlu yollarda 40 km’nin 1 saat süreceğini şimdiden hatırlatalım. Yol boyunca
manzaralar müthiş, hiç sıkılmadan heyecan dorukta yol alıyorsunuz. Selçuklu Sultanı
Alâeddin Keykubat’ın Alanya’ya giderken kullandığı Alaiye Bozkır kervan yolunun
bir kısmını oluşturan kemer köprülerden geçiyoruz ve suyun dibine kadar
aracımızı yaklaştırabiliyoruz. Geldiğimiz çetin ve zorlu yolu hemen unutup
büyüleyici manzarayı seyre dalıyoruz.
Mutlaka
gidin, görün. Gittiğinizde de geriye sadece ayak izleriniz kalsın. Sevgiyle
kalın.
Yazı Ve Fotoğraf
Elmas Nur Can - Sabri Can