Seyyid’ler Şehri Bingöl

Fırat’ı besleyen ve Fırat’ın beslediği güzel kent…
Doğu Anadolu’da misafirperverliğini derinlemesine hissettiğimiz bir kadim şehir daha... Tarih boyunca, Hititler, Urartular, Persler, Makedonya, Büyük İskender’in komutanlarından Seleukos’un kurduğu devlet, Roma İmparatorluğu, Sasaniler ve Bizans’ın egemenlikleri altına girmiş. Daha sonra; Türklerin Anadolu’yu fetihleri ve Osmanlılar. Zor ve ne büyük bir serüvendir, bu toprakların her karesinde olduğu gibi... Aslına dönmeye başlayan ülkemizin doğusu sosyal sorumluluk projeleri, turistik faaliyetler, spor organizasyonları ve sanat buluşmaları ile kendini bize anlatmaya, kendini hatırlatmaya başladı. Bunun en güzel örneklerini Mardin, Şanlıurfa, Hakkâri Çukurca da düzenlenen fotoğraf buluşmaları ile başlayan ve en son
Bingöl’de devam eden organizasyonla daha çok çalışmamız gerektiğini ve bu işin fevkalade sonuçlar verdiğini görmek mutluluk verici.

Bizi Bingöl’e çeken oraları görme arzumuzu pekiştiren olay ise Bingöl 1. Kış Foto Safarisi oldu. Dört kişilik bir ekip ile çarşamba günü geceye yakın bir zamanda başlayan yolculuğumuz, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte sona erdi. Beyaz gelinliğini giymiş bir şehir… Kar nerdeyse şehir merkezinde bir metre, biraz şehir merkezinden uzaklaştığınızda evlerin sadece çatıları gözükmekte. Tüm güzelliği ile kar çocuklara neşe verirken büyüklere de büyük zahmetler getiriyor. Bu coğrafya tamda Anadolu coğrafyasıdır ki, kişiyi insani olarak terbiye eden kadim topraklardır. Zahmetlerin, zorlukların, fedakârlıkların, samimiyetin yurdudur bu topraklar. Anadolu’nun yalnız çocuğu Bingöl’ün tarihi için Evliya Çelebi şöyle der: Bingöl’ün bilinen en eski ismi Cebel-cur’dur. Cebel dağ, Cur akan anlamındadır. Bu kelimenin zamanla Çapakçur şeklinde telaffuz edildiği ihtimali kuvvetlidir. Zaten Çapakçur akan temiz su anlamına gelir. Evliya Çelebi’ye göre bu isim Büyük İskender tarafından verilmiştir. Rivayete göre Büyük İskender vücudundaki dayanılmaz ağrılar için nice hekimlere başvurduğu halde şifa bulamaz. Bunun üzerine Ab-u Hayat (ölümsüz hayat suyunu) aramaya başlar. Uzun aramalardan sonra kaynağı kendisi olmasa da o sudan içip dayanılmaz ağrılardan kurtulur. Faydasını gördüğü bu suya ‘Makdis lisanı’ üzerine cennet suyu anlamına gelen Çapakçur adını verir. Doktorlarına, sizlerin çare bulamadığınız ağrılarıma Allah cennet ırmaklarından deva verdi. Burada benim adıma bir kale yapın ve adını Çapakçur koyun demiştir. Daha sonra çeşitli kaynaklarda Mingöl olarak karşımıza çıkar. Mingöl ‘göller bölgesi’ anlamındadır. Mingöl kelimesi de zamanla halk tarafından Bingöl şeklinde telaffuz edilmiş bin tane göl anlamındadır. Daha sonra Bingöl’e Çevlik denmiştir. Bağ bahçe anlamındadır. Bu ad günümüzde yöre halkı tarafından halen kullanılmaktadır. 

          Fırat ve Dicle’nin arasındaki bereketli toprakların üzerinde dağların arasında yalnızlığını yaşarken maruz kaldığı tüm olumsuzluklara rağmen yüzünüze gülümseyen binlerce yüzün şehri Bingöl’ün gezilip görülesi yerleri arasında:

Yüzen Adaları

 Solhan ilçesinde, o yörede yaşayan halk tarafından keşfedilmiştir. Söz konusu ada, şimdiye kadar görülmemiş bir tabiat olayıdır.

Çır Şelalesi

Uzun Dere Köyü’nde adını aldığı derenin, Çir taşı adı verilen 100 m. yükseklikteki kayalığın ortasından geçen güzel görünümlü bir şelaledir.

Kiğı Kalesi

İlçe merkezinin güneydoğusunda yer alan Kiğı Kalesi, çok sağlam bir yapıya sahiptir. Etrafı sarp kayalıklarla kaplıdır.

Yolaçtı Kayak Merkezi

Kayak merkezi Doğu Anadolu Bölgesi, Bingöl ili sınırları içindedir. Şehir merkezine olan uzaklığı 25 km.’dir.

Bingöl Yaylaları

Bingöl Yaylası, Şerafettin yaylaları, Çötele Yaylası, Çavreşi Yaylası, Turhal Yaylası, Kiğı Yaylası ve Dağın Yüzü Yaylası bunlar kolay ulaşılabilir havası mükemmel yerlerdir.

Kıyas olmasın ama Karadeniz yaylalarına rakip olabilecek güzellikte yaylalar… Güzel bir mutfağa da sahip olan şehir, havasından mı suyundan mı bilinmez sizi sürekli acıkmaya sevk ediyor.

          Seyyid’ler şehrinde yeni insanlarla tanıştık. Yeni bir coğrafyayı sindirmeye çalışıyoruz. İyi ki varsın Anadolu. İyi ki varsın Bingöl. Yukarı Fırat’ı sevdik biz. Umarım sen de bizi sevmişsindir. Kısa zamanda tekrar görüşmek ümidiyle. 

Yazı Ve Fotoğraf
Mustafa Binol