SANKİ NEW YORK DAR ES SALAAM

Kendini New York sanan Dar Es salam şehrinin insan kalabalıklığı ve trafiği New York’u aratmıyor. Bir Afrika şehrinde görmeyi beklemeyeceğiniz göktedelenleri   şehrin merkezinde yükseliyor.

Sanılanın aksine Dar Es Salaam Tanzanya’nın başkenti değil. Bağımsızlılığını kazandığından 1996 yılına kadar başkent olmasına karşın, bugün ülkenin başkenti Dodomadır.

Tezatların bolca görüldüğü şehir ne tam bir New York olabilmiş ne de bir Afrika şehri görünümündedir. Beş yıldızlı bir otelin 24. Katından baktığınızda gördüğünüz manzara, teneke çatılı barakalardır. Sabahları işine helikopterle gidenler olduğu gibi, balık istifi dolmuşla saatlerce yol tepip gidenlerde vardır. Şehrin belli bölgelerinde batı standartlarındaki lokantalarda batıdan daha pahalı yemeklerle karnını doyuranlar olduğu gibi, iki günde bir karnını doyuranlarda vardır. Şehrin merkezindeki binalar sömürge dönemini yansıtır, modern ve yeni binalar vardır. Şehrin kıyı kesimlerinde ise tipik Afrika evleri ve yaşantısı kendini iyiden iyiye hissettirir. Şehrin 20 km kadar daha dışına çıktığınızda, vahşi yaşama şahit olursunuz, aslanlar, zebralar filler sağınızdan solunuzdan geçer. İnsan ve vahşi yaşam burada iç içe geçmiştir.

2.5 Milyon nüfuslu şehir konumu dolayısıyla, başkent Dodoma ya göre daha aktiftir. Yaşam daha hızlı akar ama genede batıda gördüğümüz telaş burada yoktur. Kendince hızlıdır. Acele işin müsaadesi vardır. Randevuya saatlerce geç gitmek normal karşılanır. Hatta randevu birkaç kez birkaç ertelenir. Bu normaldir. Yaşam içinde doğabilecek tüm sorun ve aksilikler “Hakuna Matata” cümlesiyle çözülür. Yanı sorun yok hallederiz.

Şehrin kalbi Posta bölgesinde atar. Gökdelenler, uluslar arası şirket merkezleri, resmi kurumlar bu bölgededir. Kariakoo bölgesi şehrin Pazar yeridir. Zücaciyeden, su tesisatı elektrik tesisatı malzemesine gıdadan tekstile her şeyi burada bulabilirsiniz. Şehrin en kalabalık, en hareketli ve tehlikeli bölgesidir. Şehir üç bölgeden oluşur. Kinondoni,Ilala ve Temeke.

Şehrin Hint okyanusuna kıyısı olan yerlerinde sürekli balıkçılık faaliyetleri vardır. İrili ufaklı balıkçı salları, tekne ve gemileri görürsünüz. Şehrin balık halinin bulunduğu yer bu faaliyetin en çok görüldüğü yerdir. Günün her saati hummalı bir çalışmayla okyanustan kıyıya binlerce çeşit balığın ve deniz mahsullerinin taşındığına şahit olursunuz. Diğer bölgelerde halk kendi yaptığı ağaç teknelerle balıkçılık yaptığını görürsünüz. Teknesi olmayan halk okyanusun gel git ile çekildiği sırada sahilde kalan balık, yengeç, karides gibi deniz canlılarını toplar. Kıyıya yakın her yerde okyanustan çıkarttığı envay çeşit balığı satanlar bulunur.

Şehrin merkezinin de yaşanan hayat ile diğer yerlerinde yaşanan hayat tamamen farklıdır. Merkezde şehir hayatının izleri hissedilirken, merkez dışındaki bölgelerde tipik Afrika yaşamı görülür. Afrika yaşamından kastım kırsal bölgelerde yaşana hayat değil tipik Afrika şehir hayatını kastediyorum. Az bulunan asfalt caddeler boyunca açılmış derme çatma iş yerleri, hemen arka sokağında neredeyse vahşi doğayla iç içe evler.

Her yüz metrede kömür ateşinde yemek pişiren açık kava lokantaları, Küçük kulübeyi andıran bakkallar, Terziler, meyve tezgahları,araba tamir atölyeleri ve diğer iş yerleri. Tamamı baraka görünümünde tabelaları elle yazılmış, en genişi 5 metre kare yerler.

Ana cadde kıyısında ki bakkallar, genelde hapis hücrelerini andırır. Hırsızlığa karşı ön tarafları demir parmaklıklar ile kapatılmıştır. Oysa ahşaptan yapılmış baraka dokunsan yıkılacak kıvamdadır. Mahalle aralarındaki bakkallar bizim küçükken yaptığımız derme çatma oyun evlerine benzer. Bu bakkallarda gramla yağ ve deterjan tane ile domates ve meyve satılır. Bakkallarda her şey sadece birkaç edet bulundurulur. Lokantalar el yapımı masa ve sandalyelerle müşterilerini ağırlar. Kömür ateşinde kızartılmış balık, eğik büğük aliminyyum tencerede pişmiş pilav servis edilir. Diğer bir lokanta kızarmış tavukayağı satar bir diğeri çapati ekmeği. Burada Pasta hane dediğin tozlu cadde kıyısına iliştirilmiş üst üste üç kat cam bölmeden oluşur. Her şey tane ile satıldığı için, burada kilodan bahsedemezsiniz. Bahsetseniz de faydası yoktur çünkü o kadar ürün yoktur. Araç tamir hanelerinde aletler, tamircinin kendi yaptığı demirden tenekeden şeylerdir. Bozulan arabanızın parçası genelde bulunamaz ve bir şekilde tamirci tarafından halledilerek araç yürür hale getirilir.

Şehirde ulaşım birçok şekilde sağlanır. Eğer tek kişi iseniz motosikletleri tercih edebilirsiniz. Trafiğe takılmadan gideceğiniz yere ulaşmanın en iyi yoludur. Şehrin hemen her yerinde onlarca dolmuşçu sürüsü köşe başlarında yüksek müzik dinleyerek müşteri beklerler. Diğer iki seçenek ise daha ekonomik olan pikaptan bozma dala dala lar ve dolmuşlardır. Ucuz olduğu için en çok onlar tercih edilir. Başka bir seçenek ise tek pistonlu üç tekerlekli Tuk tuklardır. Tüm bunların yanında taksilerde şehirde ulaşım için kullanılabilir. Bazı yerlerde Tramvay ve Feribot kullanmakta mümkündür.

Burada yamasız yırtık pırtık yada ikinci el kıyafet giymeyen birilerini nadiren görürsünüz. Şehrin bazı bölgelerinde sıfır kıyafet giyen marketten alış veriş yapan insanlar görseniz de genelde karşılaştığınız insanlar özellikle Avrupa’dan gelen ikinci el kıyafet ve ayakkabıları kullanıyorlar.

Buradakilerin hayatı, boş vermişçesine, akışına bırakmışçasına yaşıyorlarmış hissine kapılıyorsunuz.  Sanki olduğu kadar diyorlar, sanki yarın yokmuş gibi yaşıyorlar. Burada hayat başka bambaşka akıyor. Kendilerine özgü bir yaşam tarzı sinmiş üzerlerine. Bunu gittiğim tüm Afrika ülkelerinde gözlemliyorum. Yukarıda bahsettiğim her şey için bir kitap yazılabilir ama bendeki Dar es salam ı böyle özetleyebildim ancak…

Yazı Ve Fotoğraf
Ali Sami PALAZ