
Bir
ışık yakalım hadi; aydınlanma, insanın aklını kendisinin kullanmaya
başlamasıdır, zira bu aralar büyük ihtiyaç…
Dünyadaki
“ilk mum”un MS birinci yüzyılda Mısır ve Girit’te yapılan tarihi kazılar
sonucunda bulunan şamdanlardan yola çıkarak Antik Çağın ilk buluşlarından
olduğu söylenmektedir.
Bu
gün kullandığımız mumların benzerleri, ilk olarak Roma imparatorluğu zamanında
yapılmıştır. Ortaçağ’da Avrupa‘da mumlar “don yağı” ile imal ediliyordu.
Romalılar, don yağını sıvı hâle getirerek pamuk ipliği ve keten ipliğini fitil
olarak kullanarak mumlar yapmaktaydı. 18. Yüzyılın gelmesi ile mum yapımında
balinadan çıkan don yağı kullanılmaya başlandı.19. Yüzyıla gelindiğinde mum
yapımı ve şekilleri, bir farklılaşma yaşamaya başlamıştır. Mum üretim
makineleri yapılmış, böylelikle herkesin satın alabileceği mumlar yapılmaya
başlanmıştır. 19. Yüzyılın sonuna doğru, parafin Avrupa’da yayılmaya başlamış,
zamanla sterik asit ile parafin karıştırılarak günümüzün ucuz, kaliteli ve
kokusuz mumları üretilmeye başlanmıştır.
Elektriğin
icadından önce, mumlar, gaz lambalarıyla birlikte aydınlanmanın en önemli
araçlarından olmuşlardır. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, pireler
berber, develer tellâl iken beşikler tıngır mıngır sallanır iken… Az gitmişler
uz gitmişler, dere tepe düz gitmişler, çayır çimen geçerek, lâle sümbül
biçerek, soğuk sular içerek, altı ayla bir güz gitmişler, bir de dönüp
artlarına bakmışlar ki, ne görsünler; tıngır elek, tıngır felek derken 21.
Yüzyıla gelinmiş ve mumlar daha çok süs eşyası konumunda görülmeye
başlanmıştır. Ayrıca geçmişten bugüne, pek çok dinde ve dinsel ayinlerde
kullanılmaktadır (İslam, Musevilik, Budizm, Hinduizm, Hümanizm vb.)
Şimdi
neden tarih ve is kokan bir girişle başladığımı merak ettiyseniz ya da
sıkıldıysanız sayfayı çevirmezlik etmeyin çünkü bahsedeceğim konuyla ilgili
önden bu bilgileri vermek zorunluluğunda hissetim kendimi. Evettt!.. Size
dünyaca ünlü balmumu müzesi Madame Tussauds’nun dünyadaki 21. merkezi olarak
İstanbul’da açılan ve İstiklâl Caddesi üzerinde bulunan Grand Pera’nın ilk 2
katında, 2 bin metrekarelik bir alanda hizmet veren balmumu sergisinden
bahsetmek istiyorum.
250
yıllık büyüleyici tarihe sahip Madame Tussauds'nun İstanbul'daki merkezi,
Türkiye'nin ve dünyanın yıldız isimlerinden oluşan balmumu figür koleksiyonuyla
kapılarını 28 Kasım'da açtı. Müzede dünyadan ve Türkiye'den tarih, kültür,
sanat, spor ve siyaset dünyasından yaklaşık 60 ünlü isim yer alıyor.
Peki,
kim bu Madame Tussauds? 1761 Fransa-Strasbourg doğumlu olan Madame Tussauds,
Londra’da balmumundan figürlerin yer aldığı Madame Tussauds Müzesi’nin Fransız
asıllı kurucusudur. Paris'te amcası Philippe Curtius'ten
balmumundan heykel yapmayı öğrendi. Amcası 1794'te ölünce onun iki balmumu
müzesini devraldı. 1780'den sonra Fransız Devrimi patlak verinceye değin
Versailles Sarayı'nda XVI. Louis'nin kız kardeşi Élisabeth'in sanat
öğretmenliğini yaptı. Devrimden sonra kral yanlısı olduğu gerekçesiyle
tutuklandı. Terör Dönemi'nde, giyotinle kesilen ve birçoğu dostlarına ait olan
kafalardan ölü maskeleri çıkarmak gibi dehşet verici bir işi yürütmekle
görevlendirildi. Otuz üç yıl Britanya Adaları'nı dolaştıktan
sonra Londra’ya yerleşti, orada 1842'ye değin çalışmalarını sürdürdü.
Madame
Tussauds İstanbul Grup Genel Müdürü Sarper Hilmi Suner'in verdiği bilgiye göre,
Madame Tussauds İstanbul ve balmumu figürlerin hazırlık aşamaları ise şu
şekilde:
Figürlerin belirlenmesi için uzun bir
pazar araştırması ve fokus grup çalışmaları sürecinin ardından merkezdeki altı
farklı bölümde yer alması muhtemel ünlülerden oluşan uzun bir liste
oluşturuldu. Madame Tussauds Londra Stüdyoları tarafından kısa listenin
belirlenmesinin ardından listedeki isimlerle, menajerleri ile ya da yasal
temsilcileriyle bağlantıya geçildi ve balmumu figürler için hazırlık sürecinde
hayatta olan kişiler için İstanbul, Barselona ve Los Angeles'ta 3 saati bulan
detaylı fotoğraf çekimi ve ölçüm süreci yaşandı. Üç boyutlu modelleme aleti ile
ünlülerin yüzlerinin maskı oluşturuldu.
Hayatta olmayan figürler için yakından
bilgiler edinmek amacıyla aileleri veya yasal temsilcileri ile bir araya
gelinerek toplantılar yapıldı, gerek görsel gerek yazılı arşivlerde uzun ve
detaylı bir araştırma dönemi geçirildi.
Figür
isimleri belirlendikten sonra hangi dönemimin, hangi duruşunun
figürleştirileceği tartışmaları da oldukça zaman alan ve bir o kadar da önemli
bir süreç. Üretim aşamasında bir heykeltıraş tarafından üç boyutlu modellemeyle
oluşturulan mask ve diğer ölçümler baz alınarak kilden büstler hazırlandı. Bu
büst temel alınarak çıkarılan kalıpların içine balmumu döküldü. Saç ve kaşlar
gerçek saçlardan tek tek ekilerek uzman ekip tarafından aslına uygun saç stili
oluşturuldu. Diş ve gözler için gerçeğe en yakın görüntüyü verecek materyaller
seçildi. Göz rengi, Madame Tussauds'nun dünya üzerindeki bütün göz renklerini
içeren geniş göz rengi tasarım skalası esas alınarak belirlendi. Özel bir
teknikle uygulanan boyalarla kılcal damarlar, çizgiler tek tek elle işlendi.
Bazı
ünlüler orijinal kıyafet ve aksesuarlarını bağışladı. Diğerleri için Londra
Stüdyoları'ndaki moda ofisi figürün tasvir edildiği tarihe ve döneme uygun tüm
kıyafet ve aksesuarların özel olarak üretilmesini sağladı. Bu arada bir noktayı
daha belirtmeliyim ki; minyatürler dışında Hz. Mevlâna'nın belirli bir resmi
olmadığı için, Hz. Mevlana'nın heykeli, 22. kuşaktan torunu Faruk Çelebi'nin
vücut hatları kullanılarak oluşturulmuştur.
Bir balmumu heykelinin oluşumunu
maddelerle detaylandırırsak;
• Detaylı Ölçü Alma ve Fotoğraflama
İlk
olarak figürü yapılacak kişinin en ince detayına kadar yüzlerce ölçüsü alınır
ve hangi pozuna istinaden figürüne hayat verilecekse ünlü o pozdayken pek çok
farklı açıdan fotoğrafı çekilir.
• Figürün Kalıbının Çıkarılması
Her
bir figür alınan ölçüler doğrultusunda mükemmel bir şekilde kilden yontulur ve
bu işlemde 150 kilogramlık kil kullanılır.
• Kalıbın Hazırlanması
Sonrasında
balmumu ve Japon balmumu karışımının döküleceği kil yüzeyinin kopyasını
oluşturacak; kaliteli bir alçı kullanılarak kişinin başının ‘parçalı kalıbı’
çıkartılır. Baş kalıpları çok sayıda ayrı parçadan oluştuğu için oldukça
dayanıklıdır. Elde mevcut olan 200 yıl öncesinden alçıdan parçalı kalıplar ve
bu orijinal kalıplardan bile birçok kez yeni balmumu kalıbı çıkartılabilmesi
mümkündür.
• Balmumunun Dökülmesi
Boyayla
renklendirilen ve 74°C’ye ısıtılan erimiş balmumu kalıba dökülür, ardından
balmumu 1,5 cm’lik kalınlığa ulaşıp sertleşinceye kadar soğumaya bırakılır ve
balmumu kalıp içerisinden artan sıvı balmumu, dökülür.
• Kalıbın Çıkarılması
1,5
saat soğutulduktan sonra, kalıbın parçaları balmumundan yapılan baştan
dikkatlice ayrılır. Bu aşamada balmumu yüzeyde, kalıp parçalarının aralarındaki
birleşme yerlerinden kaynaklanan çıkıntılar heykeltıraş tarafından dikkatlice
düzeltilir. Baştaki balmumundan gözler, akrilik gözlere yer açmak için
eritilir. Eğer görünecekse, dişler için de aynı işlem uygulanır.
• Saçların Takılması
Uzman
saç stilistleri ünlünün saçlarını en ince ayrıntısına kadar kopyalar. Etik bir
şekilde insanlardan elde edilen saçlar teker teker başa takılır ve stil vermek
için kesilir. Bu aşama hassas ve karmaşık bir işlemdir ve tüm saçların
takılması yaklaşık 6 hafta sürer.
• Makyaj
Bunların
ardından figür bir makyaj ekibi tarafından renklendirilir. Sahici bir ten
renginin oluşturulması için yirmi farklı renk kullanılır. Ten rengine yarı saydamlılık,
gerçekçi bir doku ve renk katmak amacıyla renk katmanları oluşturmak için yüz
kısmında on kat yağlı boya kullanılır. Her bir çil, ben, kırışıklık ve gamze
tüm ayrıntılarıyla taklit edilir.
• Heykelin Son Hâli
Genel
olarak, bir Madame Tussauds balmumu figürünün uzmanlıkla şekillendirilmesi,
kalıbının hazırlanması ve renklendirilmesi dört ay sürer; figürlerin her biri
yaklaşık 300.000$ değerindedir.
Sizleri sıkmadan özet olarak genel bir
bilgi verdikten sonra, bu 2 bin metrekarelik, eğlenceli, interaktif ve eşsiz
bir eğlence sunan mekânda neler yapabilirsiniz onlara değinelim. Öncelikle
biletinizi bire bir müzeden ya da internet üzerinden (yaklaşık %20 indirimli )
alabilirsiniz ve bir ay içinde istediğiniz herhangi bir gün kullanabilirsiniz.
Müze haftanın her günü 10.00- 20.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Girişte güzel bir ara sokak dekordan
geçerek kendinizi Beyoğlu tramvay durağında buluyorsunuz yani fotoğraf çekilmek
için:) içerde böyle nostaljik birçok dekora rastlamanız mümkün ve her birinde
bir kare çekilebilmek için sabırsızlanmamanız kaçınılmaz. Müzenin içindeki belli alanlarda
görevlilerin çektiği fotoğraflar ücretli, çekildikten sonra bir barkot
alıyorsunuz ve çıkarken stüdyoya verip fotoğrafınızı alabiliyorsunuz ya da
profesyonel makineniz varsa benim gibi yapıp arzu ettiğiniz ne varsa çekip,
çekilebilirsiniz. Müzede en eğlenceli şeylerden biride belli karakterlerin
yanında o kişilere özgü aksesuarlar olması ve fotoğraf çekilirken onları giyip
kuşanıp karelerinize orijinallik katma fırsatına erişebilmeniz.
Gezinizin bitiminde heykellerin kalıp ve
boyama arka plan örneklerini görebileceğiniz gibi, Madame Tussauds’un balmumu
heykelinin yanında boyutlarına göre fiyatları değişen, ellerinizin balmumundan
renkli ya da nasıl arzu ederseniz kalıplarını da alabilirsiniz. Yalnız benim
gibi çift olarak ellerinizin birlikte kalıbını aldırmak isterseniz, iki kişi
birlikte dört kazanın başında muntazam bir uyumluluk içinde seke seke hareket
etmeyi göze almanız gerekecek sonra demedi demeyin:) Müze içerisinde
geçireceğiniz iki saatlik bir dilim size fazlasıyla yetecektir.
Ve bu dünyanın dışına çıktıktan sonra
eğer ziyaretiniz kış aylarında olursa, bir kese kâğıdı sıcak kestane alıp
Beyoğlu’nun tadını geze geze çıkartabilirsiniz. Her zaman; bir yere gitmek için
değil, yeni şeyler görmek için yola çıkmanız dileğiyle…
*Hayatta
en hürmete layık varlık annedir. Dergimizin Sahibi ve Yazı işleri Müd. Sn. Ali
Sami Palaz Bey’in merhume annesine Allah’tan rahmet, ailesi ve tüm sevenlerine
başsağlığı diliyorum…
Yazı Ve Fotoğraf
Derya Uzun