
Bodrum
dünyaca ünlü bir tatil beldemiz. Muğla ilinin batısında yer alan ilçe
topraklarının büyük çoğunluğu kendi adını taşıyan bir yarımada içerisinde bulunuyor.
Kuzey, batı ve güneyden Ege Denizi ile çevrelenmiş olması bakımından nadir bir coğrafyaya
sahip. 2015 yılı verilerine 155 bine ulaşan nüfusuyla Muğla ilçe merkezi de
dahil en büyük ilçe konumunda bulunuyor.
"Tarihin
Babası" olarak bilinen Heredot‘a göre Bodrum Dor‘lar tarafından kurulmuş.
Daha sonra Karya ve Leleg‘ler bu bölgeye yerleşmişler. M.Ö.650 yılında
Megeralılar gelerek şehri genişletmişler, adını da Halikarnassos yapmışlar.Halikarnas
adını bir Bodrum âşığı olan Musa Cevat Şakir Kabaağaçlı sebebiyle bilmeyenimiz
yok gibidir. Aziz Petrus Kalesi(Castle of St. Peter) adı verilen kale ile
birlikte şehrin Aziz Petrus'a adanmasıyla şehre Petrium adı verilmiş. Bu isim
zaman içerisinde önce Petrum sonra Potrum ve en sonunda Bodrum olarak okunur
olmuş.
Şehir
tarihçisi Tuncer Baykara’ya göre ise Bodrum kelimesi, Anadolu’da hipodrom gibi
büyük yapı kalıntıları olan antik şehir harabelerine Türkler tarafından verilen
genel bir ad olup muhtemelen hipodromun kısaltılmış şekli.Baykara, bu adın XV.
yüzyıl başlarında burada bir kale yaptıran Haçlılar tarafından Aziz Peter’e
izâfetle verildiğini ve zamanla Peteronium-Peterium ve Bodrum şekline dönüştüğü
tarzında geçen yüzyıldan beri ileri sürülen görüşlerin Anadolu’dakidiğer örnekler
sebebiyle doğru olmadığını belirtiyor. Aziz Petrus’unBodrum’a uğramadığını
bilen biri olarak ben de bu görüşe katılıyorum.
Bodrum
uzun zamanlar Rodos Şövalyelerin elinde bir haçlı üssü olarak kaldıktan sonra,
Kanûnî’nin Rodos seferi sırasında İstanköy ile birlikte KaptanıderyâPalak
Mustafa Paşa tarafından 1522’de Osmanlı hâkimiyeti altına alınmış. Kaleyi XVI.
yüzyılın başlarında gören Pîrî Reis, etrafındaki adaları ve denizin durumunu
tarif ederek Bodrum’un küçük bir kale olduğunu, önünde geniş bir limanının
bulunduğunu belirtiyor. 1671’de Evliya Çelebi de buradan etrafının henüz
yerleşmeye açılmadığı bir kale olarak söz ediyor. Bu tarihte Bodrum’a ulaşan
Evliya Çelebi, buranın Karaova kazasının bir nahiyesi olduğunu, kalesinin
İstanköy sancağına bağlı bulunduğunu, derin bir hendekle çevrili kale içinde
Kanûnî Sultan Süleyman adına kiliseden çevrilmiş ve bir minare eklenmiş caminin
yer aldığını yazıyor.
Bodrum,
sağlam taş binaları, temiz sokakları ve bahçeler içindeki evleriyle
Cumhuriyet’in ilk yıllarında Türk özelliklerini yeniden kazanmış bir kasaba
görünümündedir. 1927’de 1450 hâne ve 4290 kişi olan nüfusu, arada bazı düşüşler
de göstermekle beraber uzun süre hemen hemen pek fazla değişmeden kalmış.
1965’ten sonra ise hızla artmaya başlamış. Günümüzde ise özellikle turizm ve
tatil beldesi özelliğini kazanarak büyük şöhrete sahip olmuş durumda.
Bodrum’da
görülmesi gereken ilk yer Bodrum Kalesi. Bugün dünyanın en büyük ikinci Sualtı
Arkeoloji Müzesi olarak hizmet veriyor. Aynı zamanda Doğu Akdeniz'de ayakta
kalabilen en sağlam kale. M.S. 15. yy.da Rodos Şövalyeleri tarafından Aziz
Petrusadına 99 yılda inşa edilmiş. Kalenin yapımı sırasında Mausolos Anıt
Mezarının taşları ve rölyefleri kale duvarlarında kullanılmış. Osmanlılar
zamanında kale içindeki kiliseye bir minare ilave edilerek cami haline
getirilmiş. 1595'te hapishane olarak kullanılan kale bugün müze olarak ziyaret
ediliyor.
Bodrum'da
gezilecek ve görülecek en popüler yerlerden biri de Sualtı Arkeoloji Müzesi. 14
adet sergi salonu bulunan müze, dünyanın en zengin Doğu Akdeniz amforaları
koleksiyonuna sahip. Burada Şeytan Deresi ve Serçe Limanı batıkları da
sergileniyor. Amphora Sergilemesi, Karyalı Prenses Salonu, İngiliz Kulesi, Cam
Batığı Salonu, Alman Kulesi, Sikke ve Mücevherat Salonu, Cam Salonu, Saklı Müze,
Yılanlı Kule, Uluburun Batığı, Zindan, Kumandan Kulesi ve Tektaş Cam Batığı
mutlaka görülmeli.
Bodrum'un
ortasındaki Göktepe dağının güney eteklerindeki antik tiyatro, Anadolu'nun en eski
tiyatrolarından biri. 1960'larda bir grup Türk tarafından restore edilen bu
tiyatro, günümüzde de Bodrum'daki birçok festivale sahne oluyor.
Mesih
Paşa Camii adıyla da anılan Bodrum camii, Fâtih Sultan Mehmed ve II. Bayezid
devri vezirlerinden olan ve Gelibolu’da da bir camisi bulunan Mesih Paşa
tarafından yaptırılmış. Bodrum Hanı da, inşa tarihini bildiren kitâbesi
olmamakla beraber Fâtih Sultan Mehmed’in vakfiyesine göre bu türden yapılarının
en eskilerinden biri.
Bodrum’da
tatil planı yapanlara,anlatmaya çalıştığım zengin tarihi ve kültürel birikimini
doya doya yaşamalarını öneririm.
Yazı Ve Fotoğraf
Muammer ULUTÜRK