
Türkmenistan halılarının dünyaca meşhur olduğunu bilmeyeniniz yoktur, diye kabul ediyorum. Varsa da buradan öğrenmelerinden mutluluk duyarım.
Türkmenistan için halı o kadar önemli ki bunun için Halı Bakanlığı bile kurulmuş. Ayrıca her yıl mayıs ayında Halı Bayramı Kutlamaları yapılıyor. Türkmenistan bayrağında ise beş ayrı Türkmen boyunun ve vilayetinin kendine özgü halı motifleri yer alır.
Bu sebeple Aşkabat’taki Halı Müzesi mutlaka görülmeli. Aşkabat'ın merkezinde 11 katlı bir binada yer alan müzede 2000 kadar halı sergileniyor. Bu halılar arasında 1941-1942 yılları arasında dokunan 193,5 metrekare büyüklüğündeki "Türkmen Kalbi" adlı halının yanı sıra 2003 yılında Guinness rekorlar kitabına girmiş 301 metrekarelik “Altın Asır” halısı da bulunuyor. Türkmen halılarının tamamının yün, pamuk ve ipekten yapılmış, kök boya ile boyanmış ipliklerle evlerde ve el halısı fabrikalarında, elde dokunduğunu belirmeliyim.
İlginç halılar da var. Daha doğrusu buradaki halıların neredeyse tamamı ilginç. Mesela çift taraflı halı var ki görülmeye değer. İki ayrı yüzünde de farklı motifler var. Tekrar ediyorum halı dokunurken her iki yüzünün de farklı motifleri olacağı düşünülerek, tek sefer de dokunuyor. Ayrıca tiyatro perdesi olarak kullanılmış, bir halıda müzede sergileniyor.
Buradaki halıların birçoğunun dünyada tek olduğunu belirmiştim. Ama neredeyse her birinin ayrı bir hikâyesi olduğunu da eklemeliyim. Bize Müze’yi gezdiren rehber: "Her halıya o halıyı dokuyanın ruh hâli ve enerjisi yansır. Sıkıntısı, üzüntüsü, sevinci halıya geçer. Biraz dikkat ederseniz bunu siz de hissedebilirsiniz " diyor. Ee, ne derdi eskiler: "Dokuduğun halıya bakayım, içini okuyayım."
Müze’de, Türkmenlerin gururu, el emeği göz nuru halılarda kullanılan yünlerin nasıl boyanıp, ip haline getirildiği, nasıl dokunduğu anlatılıp, gösteriliyor.
Türkmen halıları her dönem dünyada rağbet görmüş. Öyle ki Marco Polo bile Türkmen halılarının çok ince işlenmiş ve güzel halılar olduğunu belirtmiş. Türkmen halısının bu şöhreti günümüzde de sürüyor. Eskiden Türkmenistan topraklarından geçen, ipek yolu vasıtası ile dünyaya yayılan halılar günümüzde de dünyanın her yerinde yüksek fiyata alıcı buluyor.
Her yıl mayısın son pazarı kutlanan halı bayramına çok önem veriliyor. O günlerde uluslararası sempozyumlar, yapılıyor, sergiler açılıyor ve tiyatro gibi çeşitli etkinlikler düzenlenerek bayram kutlanıyor. Türkmenbaşı’nın ön ayak olmasıyla kutlanmaya başlanan bayram, Aşkabat’taki Halı Müzesi’nin arkasında bulunan büyük meydanda, halılardan meydana getirilmiş bir duvarla çevrili bir alanda yapılıyor.
Yolunuz Türkmenistan'a düşerse, Halı Müzesi’ni ihmal etmeyin derim.
BEŞİKTEN MEZARA
Türkmen halkının hayatında önemli bir yer tutan bu halılar “Sarıca” koyununun yününden elde edilen ipliklerle dokunur. Yılda üç kez kırpılan koyunların ilkbahar yününden halı, sonbahar yününden keçe yapılır. Çünkü ilkbahar yünü yumuşak olur ve çekmez. Dokunan halılar arasında “namazlık” halılar çok kıymetlidir. Hamile gelin, bebeği doğmadan önce bu halıyı dokur. Bebek doğunca bu halının üzerine yatırılır, bu halının üzerinde büyütülür ve daha sonra saklanan bu halı sahibi öldüğünde tabutuna sarılır.
Yazı Ve Fotoğraf
Ali Sami PALAZ