Geleneksel Keçe Sanatkar Ellerde Yeni Yüzünü Buldu

Keçe göçebe Anadolu insanı için vazgeçilemez, çadırı, obası ve kepeneği ile yaşamın önemli materyalini oluşturmuş uzun yıllar. Sonbaharda kuzulardan elde edilen ilk yünden yapılan keçe ilk halleri ile kaba kumaş olarak bir çok işleve sahipti. 

Yerleşik düzene geçen Anadolu insanı yakın zamana kadar keçeyi halı, kilim, ve duvar süsü gibi malzemeler olarak geleneği devam ettirmiş. Son zamanlarını yaşadığını düşündüğümüz keçe, Konyalı bir usta sayesinde dünyadaki keçe üreticileri arasında önemli bir yere oturdu. Bir nevi keçenin genlerini değiştiren Mehmet usta o kaba kumaş olarak anımsadığımız keçeyi günlük hayatta kullandığımız en narin ürünlerin arasına girmesini başardı. Uzun yıllardır inanç, sabır ve özverili araştırmaları sonucu farklı malzemelerle birleştirip değişik tasarımlarla yıkanıp temizlenebilir bir hale getirmiş, hayal gücü ile çok estetik ürünler ortaya koyuyor. 54 yaşındaki Mehmet Girgiç mesleğini 41 yıl önce dedesi Ahmet ustadan öğrenmiş ve hala sürdürmekte. Büyük sabırla sürdürdüğü keçecilik bu gün yeni istihdam alanları sağlar hale gelmiş hatta bunun örneği olarak da ustanın eşi ve çocukları da keçeciliği devam ettirmekte. Yanında çalıştırdığı her insanın o atölyede bir sanat düşüncesine sahip olduğunu ve yapılan her eserin o kişilerin beyin fırtınası ile ortaya çıktığını ifade ediyor. Keçeciliği göklere çıkaran Mehmet usta sadece bununla kalmayıp yurt dışına da önemli ölçüde tanıtılmasını sağlamış. İlk önceleri yabancı misafirlere rehberlik eden usta, yurt dışındaki üniversitelerden davetler almış. Bu gün İngiltere, Almanya, Avusturalya, Amerika ve daha bir çok ülkede saygın üniversitelerde seminerler konferanslar veriyor. Eğitimci olarak atölye çalışmaları yaptırıyor, kendi atölyesinde eşi Silvia İnes Garoselli, ressam ve tasarımcı Fürüzan Bozkurt ve bir çok asistanı ile her biri sanat eseri olan keçeleri üretmeye devam ediyor.


Çok emek isteyen ve zor bir süreçten geçen keçe yapımı Konya ve yöresinden elde edilen yünün kırkılmadan yıkanması ile başlıyor serüvene. Kırkılmadan yünün yıkanması üretim için çok önem taşıyor çünkü kırkıldıktan sonra yıkanınca, yapımda yapışma gibi olumsuz sonuçlar doğurabiliyor.  Bunun için Kuzular derelerde yıkandıktan sonra bir gün kuruması için beklenip ikinci gün kırkılıyor.

Yalnızca kök değil yaprak, dal, meyve gibi doğal boyalar kullanılıyor keçede. 


Gele­neksel keçe üretiminde bandan sonraki işlemler, tara­nan ve yapılmak istenen desen için hamlanan yünlerin keçeci kalıbı denen hasırın üzerine atılması, çubuk yada elde yayma tekniği ile motifler oluş­turularak yayılması ile başlar. Geleneksel keçecilikte desen önemli değildir, önemli olan keçenin işlevini gören bir ürün olmasıdır.

Yünün birbirine geçip keçe olabilmesi için hasırla birlikte rulo yapılarak iki saat kadar ayakla tepilir. Bu işleme "tepme" deniyor. Sonra keçeleşmenin ola­bilmesi için zeytinyağından yapılmış sabun ve sabunlu su ile "pişirme" yapılıyor. Pişirme işlemi dünyada kullanılan üç teknikten el ve dirseklerle vurarak yapılanı Konya tekniği, elle vurup göğse çarpma yöntemi Urfa tekniği, elle dizin üzerinde çevirip dirsek ile vurma sti­li ise Afyon tekniğidir. Hangi teknik kullanılırsa kulla­nılsın, geleneksel keçecilikte pişirme işleminden sonra ürün kullanılabilir hale gelmekte.

Mehmet Girgiç'in asıl önemi işte burada başlıyor, O üretim aşamalarına ve kullanılan malzemelere de eklemeler yaparak keçenin kullanım alanım geliştirdi.

 Duvar panosu, yer döşemesi gibi zaten bilinen ürünle­rin yanı sıra sal, şapka, çanta, aksesuarlar, koltuk şalları, kırlent, nazarlık hatta keçeden Kravat etek, yelek, kaftan bile üretiyor. Bu eserlerin bir çoğunda Osmanlı dönemi nar, lale desenleri ve Selçuklu dönemi desen ve motifleri kullanılıyor. Kullanılan Osmanlı, Selçuklu ve Çatalhüyük dönemi motifleri de keçenin tanıtılması yanında tarihin ve Konya’nın tanıtılması açısından da çok önemli bir etkene sahiptir. Bu desenlerin yanı sıra özgün desenlerle de çalışan usta modern çizgiler de kullanıyor. Tabiki mesleğine başladığı yıllardan bu yana sikke, araki, haydariye yapımı devam etmektedir. Yenikapı Mevlevi sikkelerinin ve Mevlana Müzesindeki sikkelerinin yapımı Mehmet Girgiç ve eşi tarafından yapılmıştır.

Mehmet usta dünyanın sayılı keçe üreticilerinden. Zanaatı usta ellerin ışığında sanata dönüştüren, Konya ve Anadolu açısından çok önemli değer ve övünç kaynağı olan Mehmet Girgiç ustanın korunması ve desteklenmesi dileğiyle.



Keçe ustası Mehmet Girgiç’in Sergi, Kurs ve katıldığı konferanslar: 

Mevlana Müzesindeki Sanduka sikkelerini yeniden yaptı.

Konya’ya gelen İngiliz Gruplara keçe dersi verdi.

İngiliz Oxford Üniversitesine davet edildi.

Almanya Osnabruk Üniversitesine keçecilik dersi verdi.

Amerika’ya keçeci bir grupla beraber çalışmaya gitti.

Ankara İller Fuarına çağrıldı ve Konya’yı temsil etti.

Amerika Lincoln Üniversity of missorui’de uygulamalı keçe çalışması yaptı.

Amerika-Pennsylvania Mattress Factory Museum/Pitssburgh’da keçe sergisi yaptı.

Amerika New Mexico’ya UNESCO’nun düzenlediği fuara katıldı.

Amerika Kansas’da Surface Design Association tarafından davet edildi ve ders verdi.

Amerika-Ohio Kent State Universty’ye konferansa çağrıldı.

İzmir 9 Eylül Üniversitesi uluslar arası konferansına katıldı.

Amerika-Detroit Wayne State University’de textil yarışmasında ödül aldı.

Amerika-New York’da doğal boya kursuna katılak ders verdi.

Brezilya’da UNESCO’nun düzenlediği sergiye folk sanatçısı olarak katıldı.

Avusturalya RMIT Üniversitesine keçe öğretmeye gitti.

Avusturalya RMIT Üniversitesinden 20 Öğretim Görevlisi gelip yerinde ders aldılar.

Amerika Massachusetts’e yeni geliştirdiği yünle resim yapma tekniğini öğretmeye gitti.

Amerika-Pennsylvania Keçe sergisi için gitti.

Amerika-Hempsfield High School’da keçe çalışması yaptı.

Amerika-Tennessee’de resim yapma tekniği ile keçe kursu verdi.

Amerika-Colorado Durrango’da keçe uygulaması ve dersi vermeye gitti.

Çatalhüyük’te Prens Charles için keçe sergisi açtı.

Yazı Ve Fotoğraf
M. Fatih ÖZSOY