
İntizamlı
mimarisi, ağaçların süslediği caddeleri, bisiklet yolları, tertemiz su akan
çeşmeleri, sorunsuz trafiği ile karmaşasız şehir Viyana benim gözde
şehirlerimden. Viyana’yı anlamak için birkaç günü ayırmak gerekiyor.
Belvedere Sarayı
Sabah
erken saatte geldiğim Belvedere Sarayı, 1668-1745 yıllarında Savoy Prensi Eugen
emri ile mimar Johann LucasVonHildebrandt’a yaptırılmış. Kraliyet ailesinin
yazlık sarayı olarak kullanılmış.Yukarı ve Aşağı Belvedere Sarayı olarak iki
parçadan oluşan barok yapılar birbirine çok geniş ve göz alıcı bir bahçe ile
bağlı. Landstrasse’de bugün müze olarak kullanılan yapılarda çok önemli tarihî
tablolar da var. Yukarı Belvedere Sarayı’nın en önemli özelliği ise 15 Mayıs
1955 tarihinde Avusturya'nın II. Dünya Savaşı’ndan sonra özgürlüğüne kavuştuğu
anlaşmanın burada imzalanmış olması.
Hofburg İmparatorluk Sarayı
1654
yılında tamamlanan eser, Viyana’daki tarihî sarayların en görkemlisi. Başta
Habsburg hanedanlığı olmak üzere Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun önemli şahsiyetlerine
ve hanedanına ev sahipliği yapmış. Hofburg Sarayı daha çok kışlık malikâne
olarak kullanılırken Schönbrunn Sarayı yazlık olarak tercih edilmiş. Sarayda
4.659.852 adet tarihi eser bulunuyor. Fransız Kraliçelerinden Marie Antoinette,Hofburgburada
dünyaya gelmiş. Çok geniş, yeşillikler içinde bir avluya sahip. Çimlerin
üzerine oturup sarayı ve eski at arabalarıyla gezintiye çıkan yabancıları
seyrettim uzun uzun. Sarayın ana kapısından girmeden önce ziyaretçileri
karşılayan bir roma antik su kanalı ve iki tane, savaşan Herkül heykeli
bulunuyor.
Schönbrunn Sarayı
Dünya
kültür varlıkları arasında yer alan ve Avusturya'nın en çok ziyaret edilen yeri
olan bu muhteşem saray Avrupa'nın en güzel kraliyet saraylarından biri olarak
kabul ediliyor. Viyana'daki saraylarda Avusturya tarihinin en köklü ve en
meşhur hanedanı Habsburglar ikamet etmiş. Avusturya’daki en önemli kültürel
anıtların da yer aldığı saray 1960’lardan beri Viyana’ya gelenleri cezbeden mekânlardan
biri olmuş. Schonbrunn Sarayı'nın ve bahçesinin yapımı ancak 1744-1749 yılları
arasında imparatoriçe Maria Theresia tarafından tamamlatılmış. İmparator I.
Karl, 1918’de tahtı bıraktığını bildiren ve Habsburg Hanedanı hâkimiyetine son
veren anlaşmayı burada imzalamış.
Parlamento Binası
Hemen
yanında belediye binası, önünde de Athena çeşmesinin bulunduğu etkileyici
bembeyaz bir bina. Önündeki geniş alanda belirli zamanlarda etkinlikler
yapılıyor. Akşam ışıklandırmaları ile bu iki görkemli yapı görülmeye değer
oluyor.
Graben Caddesi
Graben,
Viyana'nın merkez caddesi. Birçok kafe, lokanta, mağaza bu caddede yer alıyor. Gecesi,
gündüzü her vakit kalabalık ve çok canlı. Caddenin orta yerinde bulunan Veba
Anıtı, bölgenin en tanınmış sanat eseri olarak kabul ediliyor. İmparator I.
Leopold salgının sona ermesi hâlinde bir veba anıtı yaptırmaya söz vermiş. Bu
anıtın yapımı uzun zaman almış ve birçok heykeltıraş bu anıt için emek vermiş.
Avrupa’yı ortaçağda kasıp kavuran veba salgınlarının unutulmaması için yapılan
anıt ve izleri Amsterdam ve Bratislava’da görmüştüm.
Viyana Kafeleri
Kafeler,
kahvehaneler, gerçek birer kıraathane işlevi görüyor. Sohbet etmek, fikir
alışverişinde bulunmak, gazete ve dergi okumakisteyenler Viyana’nın meşhur
kafelerinde buluşuyorlar. Bu kafelerin sıkı müdavimlerinden Stefan Zweig şöyle
demiş: “Viyana kahvehaneleri eşi benzeri olmayan özel enstitülerdir, demokrasi
kulüpleridir, yenilikler için öğrenim görme ve aydınlanma yerleridir.”
Viyana
kafelerine gidin ve muhakkak “melange” için demişlerdi. Akşam sonrası bunlardan
biri olan EissalonSchwedenplatz’da acaba böyle mi gerçekten diyerek “melange”mi
içip muradıma erdim.
Şöhretli
kafelerden biri olan CafeLandtmann, 1873’te eski şehir duvarlarının yerini alan
Ring Caddesi’nde kurulmuş. Yine Ring üzerinde yer alan Viyana Üniversitesi,
parlamento, belediye ve tiyatro binalarına yakınlığından dolayı entelektüel bir
buluşma merkezi olmuş tarih boyunca. Tanınmış müdavimleri arasında elbette ki
Freud da var.
Şehirde
akşam geceye kavuştuktan hemen sonra boşalıyor. Gece yarısı ortalıkta
dolaşanlar yabancılardan başkası olmuyor. Viyana yaşlı bir kitleye sahip ve
akşam sonrası herkes evine çekiliyor. Şöhretli kafelerde kahvelerini
yudumlayanlar benim gibi yabancılardan başkası değil. Akşam sonrası bir oraya
bir buraya turlayıp durdum. Hava giderek soğudu.
Belediye Binası
Bir
belediye binasını ilgi çekici kılan ne olabilir ki? Burası çok farklı. Yaz
akşamları,gotik mimarinin görkemli örneği bu binanın ön cephesindekibüyük
alanda birbirinden muhteşem gösteriler, konserler yapılıyor. Banklar yetersiz
kaldığında ağaç dipleri ve çimenler, en güzel salonların loca keyfini
aratmıyor. Bu salonun kubbesi de muhteşem.
Yazı Ve Fotoğraf
Muammer ULUTÜRK