ERNEST HEMİNGWAY MÜZE EVİ’Nİ GEZİYORUZ

Küba, yeni kıtanın ilk keşfedilen toprağı yani Kristof Kolomb’un karaya ayak bastığı yer. Adı bir zamanlar bu topraklarda yaşayan yerlilerin dilinde “Yaşamak için güzel bir yer,” anlamına geliyor.




Küba, günümüzde pek çok insanın yaşamayı hayal ettiği bir ülke aslında. 2015 yılında ziyaret ettim 60 yıllık devrim tarihi ile efsane haline gelmiş bu ada ülkesini. Üç haftalık seyahatim süresince dokuz şehir, kasaba gördüm, çok sayıda galeri ve müze gezdim. Döndükten bir yıl sonra da Hoşça Kal Küba! adlı kitabımla gezi izlenimlerimi okurlarla paylaştım.

Havana’dan ayrılmadan bir gün önce hep görmeyi istediğim Ernest Hemingway Müze Evi’ni (Casa Museo de Ernest Hemingway) de görmek kısmet oldu. Taksi ya da Capitolia’nın önündeki duraktan kalkan P7 Cotorro otobüsleri ile gidilebileceğini öğrenir öğrenmez yola çıktım. Ekonomik olması açısından otobüsü tercih ettim.

Ernest Hemingway Müze Evi, Finca Vigía'da, Havana eyaletindeki San Miguel del Padrón Belediyesi’nin sakin bir mahallesi olan San Francisco de Paula'da bulunuyor.

1887 yılında başkentten yaklaşık 24 km uzaklıkta, 15 dönümlük bir arazi üzerinde inşa edilmiş İspanyol-kolonyal tarzdaki tek katlı ev, çok sayıda meyve ağacına ve mükemmel Havana manzarasına sahip. 

Yazar bu evi 1939’da kiralamış, bir yıl sonra da satın almış. Ernest Hemingway, Küba'yı öyle çok sevmiş, kendini Küba halkına o kadar yakın hissetmiş ki 1960 yılında Amerika’ya dönene kadar sürekli burada yaşamış. Bu topraklarda yaşadığı birçok deneyimden ilham almış.

Sevgisi karşılıksız değil tabii ki. Küba halkı onun en büyük hayranı. Bu hayranlık aynı zamanda bir Hemingway endüstrisinin gelişmesine sebep olmuş. Havana’da Hemingway’in imajı neredeyse diğer ünlü Küba ikonları kadar sık görülüyor. Bugün, pek çok hediyelik eşya üzerinde ünlü yazarın resmine rastlayabilirsiniz; pek çok restoran, kafede onun heykellerini görebilirsiniz; kitaplarını alıp okuyabilirsiniz.

1961'de Amerikalı yazarın ölümünün ardından ev, Hemingway'in eşi tarafından Küba hükümetine bırakılıyor. 1994 yılında müze olarak yeniden açılmış.

Gördüğüm müze evler içinde en güzel ve en zenginlerinden biri diyebilirim. Zenginlikten kastettiğim görebildikleriniz. Evin içine girmenize izin vermiyorlar ancak tüm pencereler açık olduğu için sanki girmiş gibi hemen her yerini görebiliyorsunuz. Neyse ki fotoğraf çekilmesine izin verdiler. Giriş ücreti 5 CUC, fazlasıyla hak ediyor.

Ziyaretçiler, Amerikalı ünlü yazarın yaşam tarzına ve ilgi alanlarına ilişkin pek çok şeye tanık olabiliyor. Hemingway, Yaşlı Adam ve Deniz, Çanlar Kimin için Çalıyor romanlarını bu evde kaleme almış.



Zevkle döşenmiş evin duvarları geyik kafaları ile süslenmiş. Ünlü yazarın av merakı evin her köşesine yansımış. Çalışma masasındaki kaplan başı, boğa güreşlerinden görüntülerin bulunduğu posterler, tablolar bunun birer kanıtı.

9.000'den fazla kitabı olduğundan, tuvalet dâhil her oda kitaplarla dolu. Defalarca gezmeme rağmen bir türlü ayrılmak istemiyorum.

Evin en ilgimi çeken köşesi bahçedeki gözlem kulesindeki çalışma odası oldu. Çalışma masası, kitaplık ve bir teleskopun yer aldığı mekândan bir yazar olarak etkilenmemek mümkün değil.

 İnsan yalnız gezerken gördüklerine öylesine yoğunlaşıyor ki görmekten çok hissetmeye başlıyor. Gözümün önüne geliyor: Ünlü yazar daktilosunun başında Yaşlı Adam ve Deniz romanını yazarken bir yandan da kahvesini yudumluyor. Kendimi onun yerinde düşünüyorum, bu evde ben yaşasam günlerim nasıl geçerdi?

Ernest Hemingway’in müze evi yazarın hayranları için önemli bir mekân. Ancak Küba’ya gelmişseniz bununla yetinmeyip onun izinde bir gezintiye çıkabilirsiniz.

Yazarın Pilar isimli teknesi Havana’dan on kilometre uzaklıktaki Cojimar limanına çekilmiş. Müdavimi olduğu La Terraza restoranı Hemingway’in fotoğraflarıyla süslü. Pilar’ın kaptanı Gregorio Fuentes ölene kadar ziyaretçilere hikâyeler anlatırmış. Yaşlı Adam ve Deniz romanındaki başkarakter Santiago olduğu söylense de o her zaman reddetmiş.

Bir diğer durak El Floridita adlı bar; Hemingway’in Akıntı Adaları’nı ölümsüzleştirdiği yer olarak biliniyor. Her yer onun fotoğrafları ile süslü. Yazarın favori içkisinin “daiquiri” olduğunu öğreniyorum. Havana’nın tazelik veren içeceklerinden biri. Adını Hemingway ile duyurmuş ve yazarın en sevdiği bar olan El Floridita, daiquiri’yi en güzel yapan yer olarak ün salmış.

Bir başka mekân Ambos Mundos. Burada, yazarın aralarında Çanlar Kimin İçin Çalıyor adlı eserini yazarken kullandığı daktilosunun da yer aldığı eşyaları sergileniyor.





Dünya çapında ünlü bir yazarın yaşamını solumak bir yazar için tarifsiz mutluluk. Bir gün Küba’ya gelirseniz bilin ki, Havana'da uğranmadan dönülmemesi gereken bir yer var; Ernest Hemingway’in Müze Evi. Her şey o kadar güzel korunmuş ki, elli sene öncesine götürüyor sizi…

Yazı Ve Fotoğraf
Benian Çulhaoğlu