
Bir fotoğrafa bakınca ya da resim sergilerinde seyrettiğimiz tablolarda
yer alan manzaralara nedense sadece bakıp geçeriz. Onu sadece izler belki iç
geçiririz keşkelerle dolu geçen ömrümüzde.
Ben hiç ‘o’ anı yaşayamadım yalnızca seyrettim. Ancak bir gün
yaşamam gerektiğine karar verdim, sırt çantama ihtiyaç duyacağım şeyleri
koyarak emanet bir çadır buldum ve iki arkadaşımla yola koyulduk.
Yakın olduğu için Konya Bağrıkurt Köyü’nde bulunan Karadağ’ın
zirvesine kampımızı kurduk. Kamp hakkında ne tecrübemiz ne de teorik bilgimiz vardı.
Ancak yine de çadırımızı kurduk ve ateşimizi yaktık. İlk kampımdan nasıl haz
aldığımı sizlere tarif edemem. Artık kendimi ve yolumu bulmuştum. Kamp yapmak
vazgeçilmezlerimden biri olmuştu.
O ilk gece, açık olan hava gecenin ilerleyen saatlerinde bozdu
ve sağanak yağmur başladı. Üç arkadaş çadıra sığındık lakin çadır eskiydi ve o
mevsimin çadırı değildi. Sabaha kadar ıslandık ve hiç uyuyamadık. Normalde
böyle olaylar insanın asabını bozar ancak sabahın ilk ışıklarıyla seyre
daldığımız manzara bütün gece yaşadığımız eziyetlere değmişti.
Evet, bulutların üzerindeydik. Rüzgâr yüzümü serin serin
okşuyorken bulutların arkasından süzülen güneş içimi ısıtıyordu, tarif edilemez
bir duygu… Bu olay benim için büyük tecrübe olmuştu. Başımdan geçen ilk kamp
deneyimimi sizlerle paylaşmak istedim.
Aslında özümüz bu, yaradılışımız gereği akan buz gibi dereye
temas ettiğimizde, yağmurda ıslandığımızda, soğukta üşüdüğümüzde ve arazide
yürürken yorulduğumuzda insan olduğumuzun farkına varıyoruz. Şehirleşmenin
sağladığı faydalar var elbet ancak ayağı topraktan kesilen bizler, özümüzden benliğimizden
hatta sağlığımızdan birçok şeyi yitirdik, buna müsaade etmemek bizim elimizde
aslında.
Birçok yerde dört mevsim kamp yaptım, bunların bana kazandırdıkları
sadece tecrübe değil elbette. İnsan bir süre sonra düşünce ve ruh dünyasında da
değişime uğruyor. O bakımdan ayağımızı topraktan doğadan koparmamalıyız.
Bu arada ilk kez kamp yapacaklar için bazı tavsiyelerde
bulunmak isterim.
Doğada yapılacak birçok aktivite var. Siz önce nasıl bir
aktivite yapmak istediğinize karar vermelisiniz. Sonrada duruma göre sırt
çantanıza gerekli ekipmanı alıp yola çıkabilirsiniz, gece yanan ateşin başında
kahvenizi yudumlarken kitap okuyabilirsiniz.
Öncelikle hangi mevsimde kamp yapmak istediğinize karar
vermelisiniz, kamp yapacağınız mevsime göre hazırlanmak önemli.
Temel olan sırt çantanız ve çadırınızdır, kış aktivitesi
düşünüyorsanız sizi çok terletmeyecek kuru tutacak kıyafetler ve ekipmanlar
seçmelisiniz. 0 derecenin altında terlemeniz daha çok üşümenize sebep
olacaktır, bu yüzden kat kat giyinmek yerine daha işlevsel giyinmeniz
gerekmekte.
Çok fazla teorik konuşmayı da sevmiyorum açıkçası, bu yüzden
lafı fazla uzatıp sıkmak istemem sizleri. Bence hala geç kalmış sayılmazsınız,
tabiatı korumak ve yaşatmak için hala zamanımız varken doğayla kalın.
Yazı Ve Fotoğraf
Hüseyin Koyuncu