DÜNYANIN EN BÜYÜK VE EN ZENGİN MÜZE KOMPLEKSİ VATİKAN MÜZELERİ

Roma’ya geldiğinizde mutlaka görmeniz gereken yerlerin başında Vatikan Müzeleri gelir. “Müzeler kompleksi” demek daha doğru olur. En az bir gününüzü ayırmanız gerekir. Ben de 2015 yılında yaptığım İtalya gezimin bir gününü Vatikan Müzeleri ziyaretine ayırmıştım. Şimdi o güne gidelim, neler yaşanmış görelim…

Dünyanın en küçük ülkesi Vatikan’da konaklamanın avantajından yararlanıyorum. On dakikalık yürüyüşün ardından müzenin kapısına varıyorum. Ancak o da ne! İnanılmaz bir kuyruk var. Dijital ekranda ortalama bekleme süresi 2-3 saat yazıyor. O kadar beklemem mümkün değil. Bir Türk’ün aklına gelebilecek o şeyi yapıyor, ortadan bir yere çaktırmadan ilişiyorum. Kimse anlamıyor. Giriş ücreti 16 €. Eğer kuyrukta yanınıza yaklaşan tur pazarlayanlardan alırsanız 33 € ödersiniz. Rehber hizmetinin yanı sıra bu biletin en büyük avantajı kısa sürede içeri girebilmeniz. Bir diğer seçenek de 4 € fazla ödeyip Vatikan Müzeleri’nin web sayfasından online bilet almak. Ancak yanınızda biletin dökümünü bulundurmanız gerekiyor.

Vatikan Müzeleri, şu ana kadar gördüğüm en büyük ve en zengin müze kompleksi. Her biri farklı temalı müzelerden oluşuyor. Benim gibi müze tutkunuysanız çılgınca gezeceğiniz bir yer burası. Hızlıca gezecek olsanız bile en az bir gününüzü ayırmanız gerekir. Vatikan Müzeleri ve Sistina Şapeli ile Papa’nın koleksiyonundaki paha biçilmez sanat eserlerini görmek insanı ayrıcalıklı hissettiriyor. Gezerken resmen başım vücudumu terk ediyor. İnsan nereye bakacağını şaşırıyor. Antik Çağ’ın başyapıtlarını, Michelangelo’nun fresklerini keşfederken tarihin içinde heyecan verici bir sanat yolculuğuna çıkıyorum.

Etrüks Müzesi, Mısır Müzesi, Klasik Antika Koleksiyonu, Chiaromonti Müzesi, Etnografya Müzesi, Pinacoteca, Raphael Odaları ve Sistina Şapeli gezilecek yerler arasında. Pinacoteca’da Rönesans Dönemi sanatçılarının; Borgia Daireleri’nde ise Picasso, Matisse, Dali gibi modern dehaların eserleri karşıladı beni. 7 km’yi bulan müzelerin salonlarını biraz daha detaylı gezmek isterseniz en az bir hafta gerekir.

İlgimi çeken yerlerden biri de Papa’nın makam araçlarının sergilendiği bölüm oldu. Bunların arasında suikasta uğradığı sırada kullandığı araç da bulunuyor. Duvardaki ekranlarda suikasttan görüntülerle birlikte Papa’nın Mehmet Ali Ağca’yı huzurunda kabul ettiği bağışlama sahneleri gösteriliyor.

Bildiğiniz üzere Papa Suikasti, Abdi İpekçi’nin firari sanığı Mehmet Ali Ağca’nın 13 Mayıs 1981 tarihinde Vatikan’da Papa II. Jean Paul’e yönelik suikast girişimidir. Papa suikasttan iki kurşun yarası alarak kurtulmuştu. İlkokuldaydım. Televizyonun tek kanal olduğu dönemdi. Haber günlerce ekranlarda, gazetelerin manşetlerinde yer almıştı. İzlediğim görüntüler neredeyse hiç bozulmadan hafızamda yer etmiş.

Vatikan Müzeleri’nin kaçırılmayacak kısmı ise Sistena Şapeli. Hayatınızda görüp unutamayacağınız benzersiz bir yer olduğunu söylemeliyim. Günde ortalama 20.000 kişinin ziyaret ettiği şapelin büyük bir toplantı salonunu andıran bölümün duvarlarında Musa ve İsa Peygamber’in yaşamıyla ilgili öyküler resmedilmiş. Başımı yukarıya kaldırıp Michelangelo’nun eserine hayranlıkla bakıyorum. Geleceğin Mesih’ini Musevilere bildiren Eski Ahit Peygamberlerinin devasa büyüklükteki figürleri ile Hazreti İsa’nın geleceğini putperestlere önceden haber verdiğine inanılan kadın kâhinlerin figürleri göz kamaştırıcı. Bütün bu kişileri derin düşüncelere dalmış, oturan, okuyan, yazan güçlü insan figürleri olarak resimlemiş.

Şapel’in en önemli kısmı ise tartışmasız tavanın tam ortasını kaplayan Michalengelo’nun insanın yaratılışını betimleyen, ünlü işaret parmağının olduğu Adem’in Yaratılışı adlı eseri. Dakikalarca seyrediyorum. Ne yazık ki fotoğraf çekmeme izin vermiyorlar. Michalengelo’nun Adem’in Yaratılışı adlı ölümsüz eserinin hikâyesi Ernst Gombrich’in Sanatın Öyküsü adlı kitabında şöyle anlatılmış: “1477- 1480 yılları arasında Papa IV. Sixtus tarafından restore ettirilen Sistina Şapeli’nin duvarları Boticelli, Ghirlandaio gibi önemli sanatçılar tarafından resimlenmişti. Tavanı ise çıplaktı. Papa, Michalengelo’ya şapelin tavanını resimlemesini önerdi. Michalengelo, hiç hoşlanmadığı bu siparişi üstünden atmak için elinden geleni yaptı; gerçek bir ressam olmadığını, yalnızca heykeltıraş olduğunu ileri sürdü. Teşekküre bile değmeyecek böyle bir görevin düşmanlarının oyunu olduğuna inanıyordu. Papa ise kararından döneceğe benzemiyordu. Bunun üzerine Michelangelo, 12 havariyi betimlediği iddiasız bir taslak geliştirdi. Aynı zamanda Floransa’dan yardımcılar getirmeye başladı. Fakat sonra birdenbire Şapel’in içine kapandı, yanına kimseleri yaklaştırmadı ve gerçekten seyre açıldığı günden itibaren ‘tüm dünyayı şaşkınlığa uğratacak’ bir tasarım üstünde tek başına çalışmaya başladı. Michelangelo, iskelelerin üzerinde tek başına tam 4 yıl çalışarak muazzam bir eser ortaya çıkardı. Şapel’in tavanındaki koca freskoyu boyamak, duvara aktarılacak sahneleri ayrıntılarıyla çizmek için gereken beden gücü bile olağanüstüydü. Michelangelo iskeleye sırt üstü yatıp yukarıya bakarak resim yapmak zorundaydı. Bu duruma o denli alıştı ki, bu işle uğraştığı sırada aldığı mektupları bile başının üstünde tutmak, okumak için başını geriye doğru atmak zorunda kalmıştı (...)”

Bu müze ne yazarak ne de fotoğraflayarak anlatılabilir. Onca yıl dünyanın farklı köşelerinde irili ufaklı yüzlerce müze, galeri gezdim; hangisi seni bu derece etkilemişti diye sorsalar cevabım kesinlikle “hiçbiri” olacak. Vatikan Müzeleri’ni günlerce gezseniz bitiremezsiniz.

 

Adres: Vatikan Müzeleri (Musei Vaticani)

Viale Vaticano VA 00120, Vatikan

Yazı Ve Fotoğraf
Benian ÇULHAOĞLU