Belçika seyahatimle birlikte dünyada hayran
kaldığım müzelere bir yenisini daha ekledim. Neresi mi? Başkentin kalbinde yer alan Çizgi Roman Sanatı Müzesi.
Belçika’da
çizgi roman müzesinin olmasına şaşmamak gerek. Yıllardır Belçikalı çizerlerin
yarattığı karakterlerin çizgi romanlarını, dergilerini okuduk. Sevdiğimiz ünlü
çizgi roman kahramanlarının pek çoğu Belçikalıydı. Çocukluğumuza eşlik eden, yetişkinliğimizde bizi takip eden, hatta
çocuklarımızın da arkadaşları: Red Kit, Ten Ten, Asterix, Şirinler bunlardan
sadece birkaçı.
Çizgi roman
sanatı, mimari, heykel, resim,
müzik, edebiyat, gösteri sanatları (tiyatro ve dans), sinema ve medya
sanatlarından (radyo, fotoğraf ve televizyon) sonra dokuzuncu sanat olarak
kabul ediliyor. Belçika’da değeri çok büyük. Bunu anlamak için müze binasına
bakmanız yeterli. İçi başka, dışı başka güzel ve sıra dışı... Victor Horta’nın
imzasını taşıyan, Art Nouveau tarzında, tümüyle demir ve cam kullanılarak inşa
edilmiş bu yapı başlı başına bir sanat eseri.
Tarihi binaya adım attığınız andan itibaren mekânın neşeli
atmosferine kaptırıyorsunuz kendinizi. Bolca çizim, bolca resim, bolca
sanat ve sınırsız hayal gücü bir araya gelmiş. Bir çizgi romanın sayfalarında geziniyormuşsunuz gibi hissediyorsunuz; öylesine
dolu ve zengin ki aklınız başınızdan uçup gidiyor.
Çizgi romanın tarihine, sanatçılarına, teknik ve
türlerine ait pek çok şey öğreniyorsunuz. Sevdiğiniz kahramanları görmek, yaşadıkları mekânlarda gezinmek,
mesela küçük mavi yaratıkların köyünü, Şirinler
evini ziyaret etmek tarifsiz mutlu ediyor insanı.
Hergé'nin 1929'da yarattığı ünlü muhabir Tintin bizdeki adıyla Ten Ten
ülkenin sembolü olmuş adeta. Ne de olsa hem Belçika hem de Avrupa çizgi
romanlarının altın çağını başlatan bir kahraman; dolayısıyla müzenin
büyük bir kısmı Ten Ten'in dünyası
etrafında dönüyor.
Her yıl 200.000'den fazla ziyaretçisi olan Çizgi Roman Sanatı Müzesi, 4.200
m²'lik mekânda, çizgi roman sanatçılarına ait 60.000'den
fazla albüm, orijinal sanat eseri, eskiz, el yazması ve referans esere ev sahipliği
yapıyor. Düzenli olarak yenilenen kalıcı
sergileri ve kapsamlı geçici sergileriyle çizgi romanın sayısız yönünü
keşfetmeye yönlendiriyor. Atölyeler ve imza günleri düzenleniyor. Kütüphanesi, kafesi, restoranı ve hediyelik
eşya dükkânıyla ziyaretçilere uzun ve
unutulmaz saatler geçirebileceği eşsiz bir mekân sunulmuş.
Belçika'nın, kilometrekare başına dünyada en çok çizgi roman
yazarına sahip ülke olduğunu hatırlatayım; dolayısıyla çizgi roman kahramanları
şehrin her yerinde karşınıza çıkabiliyor. Birçok müze, galeri, bitpazarı ve dükkân
tamamen çizgi romana adanmış. Yıllar içinde bu çılgınlık daha da geniş alana
yayılmış. Brüksel sokakları, bu kahramanların ve yaratıcılarının en büyük vitrini
haline gelmiş. Şehirde 80'den fazla duvar resmi var. Sokaklar 1991'den beri
düzenli olarak duvar resimleriyle süsleniyor. Hangi kahraman, nerede, diye
peşine düştüğünüzde Brüksel'in atmosferini keşfediyorsunuz. Bununla birlikte
2009'dan beri her yıl Eylül ayında Çizgi Roman Festivali düzenleniyor. Müzeleri
ve şehirde düzenlenen sayısız etkinlik ve aktivite sayesinde Brüksel, 2012'den
beri çizgi roman dünyasının başkenti olmuş. Ancak beni en çok şaşırtan ülkenin
son pasaportunda Tenten, Şirinler ve diğer popüler karakterlerin yer alması
oldu.
Ne mutlu, birkaç saat de olsa çocukluğumu yaşadım bu yolculukta. Bir
gün yolunuz Brüksel’e düşerse bu masalsı yolculuğa siz de katılın. Yaşınız kaç olursa
olsun, maceralar ve oyunlarla dolu dünyanın kapısını aralayın. Mutlaka
sevdiğiniz bir karakter sizi bekliyor olacak…
Yazı Ve Fotoğraf
Benian ÇULHAOĞLU