ÇERAĞ / KANDİL

ÇERAĞ

‘Çerağ’ kelimesi Osmanlıca kökenli olup ışık,kandil, lamba anlamına gelir.

Tasavvufta: ‘Çerağ’ hem hakiki manası ile (mum, ışık, kandil) hem de mecaz olarak ‘kalpteki ilahi nur’ anlamında kullanılır.

Edebiyatta: Şairle ‘Çerağ’ kelimesini genellikle ‘Gönül ışığı, Hakikat nuru’ anlamında kullanılıyor.

Günlük dilde: Evlerde ve tekkelerde aydınlatma amacıyla kullanılan kandil, mun için söylenirdi.

ÇERAĞCI

Tekkelerde, Çerağ uyandırılması yada dinlendirilmesi ile ilgilenen kişi. Güneşin batma zamanında meydanlarında bir mum yakılırdı, buna çerağ denirdi. Akşam ezanı okunduktan sonra mesciden mumları da bu çerağ ile uyandırılırdı (yakılırdı). Matbahdaki mumlarda aynı şekilde uyandırılır ve bu uyandırma işleminden sonra şeyh yada en kıdemli dede “çerağ gülbangı” okurdu. “Çerağ-ı rüşen, ziya-ı iman, dem-i Hazreti Mevlana Hu diyelim Hu” İfadelerinden sonra sofraya oturulurdu.

Tasavvufta iç anlamı Kalpteki ilahi nuru uyandırmak, nefs karanlığından çıkıp hakikatin ışığına yönelmek. Ayrıca gönülde Allah sevgisinin ve bilincinin doğması. Son olarak bir mürşidin, müridinin kalbinde bu nuru yakması

Yazı Ve Fotoğraf
ASP