
Belçika denilince bugün pek çoğumuzun aklına çikolata,
waffle, AB başkentliği gelse de,
Belçika'yı Belçika yapan kömür
madenleridir.
Bugün Belçika da yer altında halen kömür olmasına rağmen,
çalışan tek bir kömür madeni yoktur. Madenlerin tamamı 1989 kapatılmış, çoğu
maden ocağı da ibreti alem için müzeye dönüştürülmüş.
Ben Beringen de bulunan Türkçesi "Arkadaşlar"
anlamına gelen kömür madeni müzesini
gezdim. 1907 maden çıkartılmaya başlanmış madende, başlangıçta gayet ilkel yöntemlerle kömür çıkartılmış.
Sonraları yöntem hızla geliştirilerek modernleşmiş. Önceleri atla çıkartılan
kömür kapanmadan önce gayet yüksek teknoloji kullanmış. Son kömür vagonu 1989
yılında gün yüzüne çıkan maden bugün ilgi gören bir müzeye dönüşmüş. Müzede
neler var derseniz? Kömür madeni çalışırken kullanılan her şey olduğu gibi
bırakılmış. Raylar vagonlar, asansör, acil yardım telefonları hepsi orijinal yerlerinde
duruyor. Hatta öyle ki madenden çıkan curuftan oluşmuş bir dağ bile olduğu
yerde duruyor.
Belçika 1960 yıllarda bu madenlerde çalıştırmak için
Türkleri işe almış. Belçika'ya çalışmaya giden 1. ve 2. nesil Türklerin
neredeyse tamamı bu madenlerde çalışmış. Bugün müzenin soyunma ve duş
bölümlerinde o Türklerin resimleri ve hangi yıllar arasında o madende
çalıştıkları asılı.
Peki Belçika bugün bu madenleri niçin çalıştırmıyor. Çünkü
şehirlerinin altı oyuldu da ondan. Şaka değil. Neredeyse her şehrinde kömür
madeni olan Belçika nın altı ciddi derece de oyulmuştu. Belçikada bulunan
madenlerde kazalar yok denecek kadar azdı. bazı madenler 88 yıldır hiç kaza
olmamasıyla övünüyordu. Ama Belçika devleti ileri teknolojilerle ve
yenilenebilir enerji kaynaklarıyla enerji üretmeyi seçti .
Müzeyi büyük bir keyifle gezdim. Beringen arkadaşlar kömür
madeninden çıkarılan son kömürden yapılmış, kömürden anahtarlığımı da alıp
müzeden ayrılım.
Bugün şunu diliyorum. Bizimde madenlerimizde gerekli
teknolojiler kullanılsın ve gerekli güvenlik önlemleri alınsın ki bizde
yıllarca facia yaşanmamasıyla övünelim. Yada madenlerimiz müze olsun.
BERİNGEN KÖMÜR MÜZESİ
Yazı ve Fotoğraf: Ali Sami Palaz
Belçika denilince bugün pek
çoğumuzun aklına çikolata, waffle, AB başkentliği gelse de, Belçika'yı Belçika yapan kömür madenleridir.
Bugün Belçika’da yeraltında halen
kömür olmasına rağmen, çalışan tek bir kömür madeni yoktur. Madenlerin tamamı
1989 kapatılmış, çoğu maden ocağı da ibreti alem için müzeye
dönüştürülmüş.
Ben Beringen’de bulunan Türkçesi
"Arkadaşlar" anlamına gelen
kömür madeni müzesini gezdim. 1907’de maden çıkartılmaya başlanmış
madende, başlangıçta gayet ilkel
yöntemlerle kömür çıkartılmış. Sonraları yöntem hızla geliştirilerek
modernleşmiş. Önceleri atla çıkartılan kömür , maden kapanmadan önce gayet
yüksek teknoloji kullanmış. Son kömür vagonu ,1989 yılında gün yüzüne çıkan
maden, bugün ilgi gören bir müzeye dönüşmüş. Müzede neler var derseniz? Kömür
madeni çalışırken kullanılan her şey olduğu gibi bırakılmış. Raylar vagonlar,
asansör, acil yardım telefonları hepsi orijinal yerlerinde duruyor. Hatta öyle
ki madenden çıkan curuftan oluşmuş bir dağ bile olduğu yerde duruyor.
Belçika, 1960’lı yıllarda bu
madenlerde çalıştırmak için Türkleri işe almış. Belçika'ya çalışmaya giden 1. ve 2. nesil Türklerin neredeyse tamamı bu
madenlerde çalışmış. Bugün müzenin soyunma ve duş bölümlerinde o Türklerin
resimleri ve hangi yıllar arasında o madende çalıştıkları asılıdır.
. Belçika’da bulunan madenlerde
kazalar yok denecek kadar azdı. Bazı madenler 88 yıldır hiç kaza olmamasıyla
övünüyordu. Peki Belçika bugün bu madenleri niçin çalıştırmıyor? Çünkü
şehirlerinin altı oyuldu da ondan. Şaka gibi gözükse de gerçek olan
bu.Neredeyse her şehrinde kömür madeni olan Belçika’nın altı ciddi derecede
oyulmuştu.Bunun sonucunda Belçika maden ocaklarını kapattı ve ileri teknolojiyi
kullanarak kendine yeni enerji kaynakları üretti.
Müzeyi büyük bir keyifle gezdim.
Beringen Arkadaşlar Kömür Madeninden çıkarılan son kömürden yapılmış, kömürden
anahtarlığımı da alıp müzeden ayrılım.
Bugün şunu diliyorum. Bizim de
madenlerimizde gerekli teknolojiler kullanılsın ve gerekli güvenlik önlemleri
alınsın ki biz de yıllarca facia yaşanmamasıyla övünelim. Ya da madenlerimiz
müze olsun.
Yazı Ve Fotoğraf
Ali Sami PALAZ