Antalya’da Bir Doğa Harikası: Köprülü Kanyon

Köprülü Kanyon, Antalya'nın Manavgat ilçesi Beşkonak Beldesi sınırları içinde yer alıyor.Dünyanın en şöhretli rafting parkurlarından biri olan Köprüçay’ın geçtiği kanyon, rafting sporuna meraklı olanlar için son derece ideal, bir o kadar da eğlenceli. Aynı adı taşıyan Köprülü Kanyon Milli Parkı, Bolasan ile Beşkonak arasında, 14 km uzunluğu ile ülkemizin en uzun kanyonu olma özelliğine sahip. Doğal ortamı bozulmamış nadir güzelliklerimizden biri.

Antalya'dan Serik ilçesini 5 km geçtikten sonra Manavgat’a gelmeden Taşağıl–Beşkonak sapağından kuzeye doğru 35-40 km ileride bulunuyor. Antalya kent merkezine uzaklığı 100 km. kadar.Ağaçlarla gölgelenen nehir kenarında günübirlik ve kamp kullanma alanları milli parkın en önemli aktivitelerini teşkil ediyor. Park arazisinde sedir ormanları ve Kapadokya'daki peri bacalarına benzeyen taş oluşumları mevcut. Köprü Çay üzerindeki eski taş köprü günümüzde de kullanılıyor.

Köprülü Kanyonun başlangıcı tarihi köprü civarı değil, Isparta’nın güney doğusunda bulunan Kasımlar beldesi.Nehrin asıl kaynağını Isparta’nın ilçesi olan Aksu’dan gelen ırmak ve yine Isparta’ya bağlı Karacahisar köyünden çıkan su oluşturuyor. Kanyon,Kasımlar’dan Antalya’nın Değirmenözü köyüne kadar yaklaşık 25 km boyunca dar vadilerden oluşuyor ancak vadiden içerilere yürüme imkanı yok.

Köprüçayhangi yaştan olursa olsun herkes için rafting yapma imkanı sunuyor.Rafting yapmak için bir eğitim almaya ve tecrübe sahibi olmanıza bile gerek yok. Rafting için gerekli malzemelerinizi hazırladıktan sonra botlara binip 14 km.lik uzunca bir yolculuğa bırakıyorsunuz kendinizi. Belirli bir ücret karşılığında yapacağınız bu yolculukta size eşlik ediyor görevliler. Rafting, uygun yerlerde verilen yüzme molalarıyla yaklaşık 2-3 saat sürüyor.

Şayet Alanya, Kemer, Manavgat veya Antalya’da tatil yapıyorsanız günübirlik bu turlara katılıp akşam saatlerinde geri dönebilirsiniz. Ben kanyonun köprüye yakın bir yerinde çadır kurup milli parkta bir gün geçirerek yoluma devam ettim. Yaz sıcaklarında, Köprüçay’ın buz gibi sularının ve sedir ağaçlarının serinlettiği ortamın tadını çıkardım. Suyun turkuaz yeşilini başka yerde göremezsiniz diye düşünüyorum. Fotoğrafçılar içinse eşsiz bir yer.

Yaz aylarında günde 7 bin kişiye rafting imkânı sağlayan bu temiz nehrin suyu da kaynağından rahatlıkla içilebiliyor. Su kaynağı civarında mis gibi kokan incir ağaçlarından incir yedim.

Ertesi gün kanyonun üst kısmında bulunan Selge Antik kentini ziyaret ettim. Milli parkta doğal güzelliklerin yanında tarihi yapılar yer alıyor.Selge antik şehir kalıntıları içinde tiyatro, agora, Artemis ve Zeus tapınakları, sarnıçlar ve su kemerleri bulunuyor. Bunlardan başka Köprüçay üzerinde Oluk, Kocaçay'da Büğrüm köprüleri halen sağlam durumda.

Beşkonak Altınkaya (Zerk ) Köyü sınırları içerisinde kalan Selge, Pisidia Bölgesinde önemli bir kenti. Toros dağlarının güney yamacında ve 1250 m yükseklikte kurulmuş olan kente Köprülü Kanyon Milli Parkı’ndan sonra dik virajlı bir yoldan gidiliyor. Antik yazarlardan Strabon’a göre Selge’nin kurucusu SpartalıKhalkas. İlk yerleşim M.Ö. ikinci binin sonunda Dor göçleri sırasında Truva Savaşı’yla bağlantılı olarak meydana gelmiş. Selge’nin bir başka özelliğiilk para basan Pisidya kenti olması.

Altınyayla köyünün konuksever insanlarıyla sohbet edip ikram ettikleri çayları içtim, fotoğraflar çektim. Selge antik kentini bir başka antik kent olan Pamphylia’ya bağlayan taş yollardan yürüdüm.

 

 

Yazı Ve Fotoğraf
Muammer ULUTÜRK