
Biz onu “Hayali
Yerler Sözlüğü” kitabı ile tanıdık ve çok sevdik. Arjantinli, Fransa’da yaşıyor
ve Kanada vatandaşı. Dünyaca ünlü bir
yazar olmasının yanı sıra, çok dilli bir çevirmen, antoloji yazarı ve editör. “Okumanın
Tarihi” adlı kitabı otuzdan fazla dile çevrilerek uluslararası çok satan
kitaplar arasında yer aldı. (Bu kitap, aynı zamanda, Times Literary Supplement
tarafından yılın en iyi kitapları arasında gösterildi.) Ayrıca on altı
yaşındayken, Jorge Luis Borges'e kitap okuma şansını yakalamış bir talihli. Ülkemizde
“Okumanın Tarihi” ve “Geceleyin Kütüphane” adlı deneme kitaplarıyla hatırı
sayılır bir hayran kitlesi bulunuyor. Kendisi aynı zamanda dünyanın en ünlü
kişisel kütüphanelerinden birine sahip. Yine aynı zamanda çok mütevazı, çok
sıcak bir insan. Entelektüel kişiliği ve nazik tavırlarıyla karşılaştığınızda
sizi çok şaşırtabilir. Alberto Manguel’in ülkemize sebebi ziyareti ise elbette
bir kitap festivali.
İTEF(İstanbul
Tanpınar Edebiyat Festivali), 5. Yılında, “Tanpınar’ın İzinde Beş Şehir”
etkinlikleri kapsamında Alberto Manguel’i davet etti. Türkiye’nin 5 kentinde,
her birinde ikişer günlük ziyaretlerde bulunacağı ve izlenimlerinin
kitaplaştırılıp yayınlanacağı bir proje düzenledi.
Ahmet Hamdi
Tanpınar’ın “Beş Şehir” adlı eserinde yer alan İstanbul, Ankara, Bursa, Erzurum
ve Konya’yı ziyaret eden Manguel, Tanpınar’ın ayak izlerini bu beş şehirde
takip etti. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın, Beş Şehir’i yazmasından 70 yıl sonra adım
adım izinden giden, yeni bir “Beş Şehir” denemesi yazacak olan Manguel, Konya’da
da 2 gün kaldı. Alberto Manguel’in yazdığı “Tanpınar’ın İzinde Beş Şehir”
deneme kitabı 2015 Mayısında okurlarıyla bulaşacak, bizden söylemesi.
Yazardan önce,
her zaman bir okur olduğunu vurgulayan ve kendini gezgin ruha sahip biri olarak gördüğümüz yazarla kitaplardan çok,
gezgin kişiliği hakkında siz değerli okurlarımız için kısa bir sohbet
gerçekleştirdik.
— Türkiye'ye
Beş Şehir Projesi'nden önce de gelmiş miydiniz?
— Evet, daha önce iki kere geldim.
Birincisinde oğlumla İstanbul'u gezmek, ikincisinde
ise Efes'teki bir kütüphaneyi görmek için...
— Sizi
en çok etkileyen ülke hangisi ve neden?
— Benim için tek bir ülkeyi seçmek oldukça
zor. Bu durumda tam olarak Frankenstein'ın
canavarı gibi hissediyorum, değişik ülkelerden bir araya
gelmişim gibi.
Eğer bu benzetmeden sorunuza devam edecek
olursam; zihnim, Arjantin'de şekillendi. Bütün lise hayatım boyunca,
özgürlükçü, açık fikirli ve bütüncül bir eğitim anlayışı vardı. Bizi yetiştiren
hocalarımızın her biri farklı konularda eğitim verseler de bize her türlü
bilgiyi vermeye çalıştılar. (İspanyolca dersinde Don Kişot, matematikte
cebir, Avrupa Tarihi'nde ise 18. yüzyıl) Her bir farklı dersin, aslında
birbirleriyle bağlantılı olduklarını anlamamızı sağladılar. Don Kişot'un
dünyasından Endülüs'e, Endülüs'den İslam öncesi aşk şiirlerine, İslam öncesi
aşk şiirlerinden Neruda gibi Latin Amerika'nın modern şairlerine, oradan Nazım
Hikmet'e...
Kollarım ve bacaklarım Avrupa'da şekillendi. Fransa ve
İspanya'yı otostopla gezdiğim dönemde, İtalya'nın doğa harikalarını gördüğümde,
taşlara, bedenlere, yiyeceklere dokunduğumda ve taşranın tozlu yollarında
yürüdüğümde...
Vatandaşlık bilincim ise Kanada'da, cumhuriyetçi demokrasinin
bir hayal olmadığını fark ettiğim ilk ülkede şekil aldı. Sade bir vatandaşın
şiddete başvurmadan sadece diyalogla bir ülkenin işleyişine etki edebileceğini
anladım. Ruhum ise hâlâ şekilleniyor sanıyorum ve Türkiye'deki bu seyahatimin
de bunun bir parçası olacağını biliyorum.
— “Hayali Yerler Sözlüğü” adlı
eserinizin ön sözünde, kendinizi bir seyyahın gidebileceği yerlerle
sınırladığınızı söylüyorsunuz. Sınırlamasaydınız bir seyyah olarak nasıl bir
yere gitmek isterdiniz?
— Hayalî yerler, hepsi gerçekten dehşet
verici güzellikte: en iyi hikâyeler genellikle kâbuslardır ve Robinson
Crusoe'un adası ya da Shangri-la ile ilgili her ne kadar okumayı sevsem de asla
oraya gitmek istemezdim. Benim hayal ettiğim yer, büyük mutfağı, sonsuz
kütüphanesi, bahçesinde gülleri, meyve ağaçları ve üç renkli bir köpeğin olduğu
taş bir ev.
— Sıkılmadan
tekrar tekrar okuduğunuz kitaplar hangileri?
— Don Kişot, G.K.
Chesterton'un makaleleri, Dante'nin İlahi Komedya’sı, Feridüddin Attar'ın Kuşlar Meclisi romanı, Alice Harikalar Diyarında, Louis
Borges'nin öyküleri...
—
Son olarak Türkiye ve özellikle Konya hakkında neler düşünüyorsunuz?
— Bu sorunuz aslında iki farklı soru. Türkiye; hızla
değişen, kendinin kolayca tanımlanmasına izin vermeyen, uçcuz bucaksız bir
mekân ve kesinlikle bir paragrafta açıklanamayacak bir ülke.
Konya ise diğer şehirler gibi orada yaşayarak
tanıyabileceğiniz bir şehir. Konya'ya olan kısa seyahatim nefes kesici
güzellikleri görmemi sağladı ve bana ruhani bir yerde olduğumu
hissettirdi. Fakat bu cümleler yalnızca bir turiste ait. Kitabımda bütün
bunlardan daha ayrıntılı bahsedip, hislerimi daha çok yazarak yansıtabileceğimi
umuyorum.
Gelmeden önce
Konya ile ilgili çok az şey biliyordum. Mevlâna’nın şehri olduğunu biliyordum.
Şehirde, bunca güzelliği bir arada bulmayı açıkçası beklemiyordum. Şehrin eski
hâli ile modern hâli arasındaki uyuşma, neredeyse mükemmel. Dolayısıyla
ölenlerle yaşayanlar arasında bir diyalog olduğu hissine kapılıyor insan.
Sokakların temizliği beni çok etkiledi. Neredeyse yere düşen bir şeyi alıp
yiyebilirim. İnsan bazı şehirlere gidince burada mutlu olabilirim duygusuna
kapılır. Konya’da benim için böyle bir şehir. Bir okur olarak yaşamak istersem
Konya benim için yaşanacak bir şehir. Bir okur olarak Konya’yı okumak,
aharlanmış bir kâğıdı katman katman okumak gibi. Fakat aharlanmış kâğıdın en
üst yüzeyindekileri okuyabiliyoruz. Konya’da ise tarih içinde en başta ve en
alta olanları bir arada okumak mümkün. Talmud’da Allah, günahlarımızın dışında,
izin verip de tatmadığımız zevklerden de hesap soracak. Konya’ya gelmeseydim
ben Allah’a hesap verecektim.”
İTEF Etkinlik
Koordinatörü Fatma Cihan Akkartal’a, Köşe Bucak Dünya olarak ilgi ve
katkılarından dolayı teşekkür ederiz.
Alberto Manguel Kimdir?
1948 yılında Arjantinli bir anne
ve babanın çocuğu olarak Buenos Aires’te doğdu. Çocukluğunu babasının
diplomatik görevi nedeniyle İsrail'de geçirdi. Çek bakıcısından İngilizce ve
Almanca öğrendi. Ana dili olan İspanyolca'yı ise 1955'te Arjantin'e döndükten
sonra öğrendi. Öğrencilik yıllarında ünlü Arjantinli yazar Jorge Luis Borges'le
tanıştı. Fransa, İtalya ve İngiltere gibi değişik ülkelerde hayatını geçiren
yazar, 1988'de Kanada vatandaşı oldu. Yazarlığının yanı sıra, çok dilli bir
çevirmen, antoloji yazarı ve editör olarak da uluslararası bir şöhret kazanan
Alberto Manguel'in en çok tanınan eseri Hayali Yerler Sözlüğü'dür. Öte yandan,
Okumanın Tarihi adlı kitabı otuzdan fazla dile çevrilerek uluslararası ölçütte
çok satan kitaplar arasında yer aldı. Bu kitap, aynı zamanda, Times Literary
Supplement tarafından yılın en iyi kitapları arasında gösterildi. Ayrıca,
Fransa'da Médicis ödülünü kazandı. 1992'de Yabancı Bir Ülkeden Haber Geldi adlı
romanı McKitterick ödülünü kazandı. Aynı şekilde, Resimleri Okumak, Aşk ve
Nefretin Tarihi adlı eseri de Kanada'da kurmaca-dışı dalında Genel Vali Ödülüne
layık görüldü. Eserleri; Hayalî Yerler Sözlüğü, Başka Ateşler, Latin Amerikalı
Kadın Hikâyeciler Antolojisi, Okumanın Tarihi, Borges'in Evinde, Okuma Günlüğü,
Resimleri Okumak, Aşk ve Nefretin Tarihi, Yabancı Bir Ülkeden Haber Geldi,
Palmiyeler Altında Stevenson.
Yazı Ve Fotoğraf
Hilâl Seyhan - Melik Külekçi