AMAN! BUZDOLABIMIN KAPAĞI BOŞ KALMASIN :)

Genelde her insan gittiği bir şehre veya ülkeye veyahut ta bir etkinliğe katıldığında mutlaka hatıra  olarak  ufacıkta olsa şehri veya etkinliği hatırlatacak bir hediye ya  kendine alır, anı olarak kalsın diye ya da dostlarına alır bak seni de unutmadım çam sakızı çoban armağanı olsun diye.


Durum böyle olunca bir koleksiyon merakı başlar insanda ister istemez veya hatıralar birikir dokunabileceğiniz. Nil Ergüder’de de buzdolabı süsü yani magnet merakı bu şekilde başlamış. Önce arkadaşları gittikleri şehirlerden kendisine buzdolabı süsü hediye olarak getirmişler.


Tek tük yapıştırmış bu süsleri buzdolabının kapağına. Ancak bir gün yurtdışına gerçekleştirdiği bir seyahatinde ziyaret ettiği arkadaşının evinde gördüğü buzdolabı kapağı onu çok etkilemiş.

Nedeni ise arkadaşı gittiği her ülkeden bir magnet almış ancak öyle basit magnetlerden değil o ülkeyi anlatan veya o şehrin bir sanatını tanıtan türden. Buzdolabı kapağı kültürlerin buluştuğu bir haritaya benzemiş. Nil Hanım’ın çok hoşuna gitmiş. Etkilenmiş olacak ki buzdolabının kapağını doldurmaya karar vermiş:)her gittiği ülkeden mutlaka ama mutlaka bir magnet alarak koleksiyon oluşturmuş. O ülkenin müzelerinin veya şehirlerinin simgesi olan magnetleri şuan Nil Hanım’ın buzdolabının kapağını süslemekte. Ençok değer verdiği magnet ise Japonya’dan aldığı ve tescilli bir Japon sanatçıya ait olan magnet. Ekmek hamurundan el yapımı orkide vs. gibi çiçekler yapan bu sanatçı magnetin bozulmaması için hamurun içine özel bir madde koyuyor. Ve yaptığı çiçekler gerçeklerinden ayırt edilemiyor.

Gerçekten bir sanat eserine dönüşüyor. Magnetlerin sayısı artıkça,Nil Hanım ikinci bir buzdolabı alacağım galiba diyor.

Hanimiş dip not:)

(Elektrik ve mıknatıs (ing.-magnet) sözcüklerinin kökeni eski Yunanca’dan gelmektedir. Elektrik sözcüğünün kaynağı kehribar anlamına gelen Yunanca elektron sözcüğü. Magnet kelimesi de, mıknatıs taşlarına oldukça sık rastlanan Bati Anadolu’daki Magnesia ( bugünkü Manisa ) bölgesinden türediği sanılmaktadır.)

Yazı Ve Fotoğraf
Hilal Seyhan - Levent Ak